Son Yayınlar

6/recent/ticker-posts

Sn. Adalet Bakanı, Adaletin Var Olduğunu Zikretse de Ülkede Adaletin Yaşanmadığı Herkesin Malumudur

Adnan Oktar'dan Duyurudur

Sn. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, zaman zaman kamuoyuna yönelik çeşitli açıklamalar yapmakta ve ülkede adaletin sorunsuz işlediğine dair yorumlarda bulunmaktadır. Bakanımız, hemen her hafta bu minvaldeki açıklamalarını basına sunmaktadır.

İlginç olan, adaletin ciddi krizler yaşadığı bir dönemde Sayın Bakanın bu açıklamaları yapıyor olduğudur. Aslında bizzat kendisi de, halkın geneli de adaletin büyük bir bunalım içinde olduğunu, neredeyse hiçbir alanda işlemediğini çok iyi bilmektedir. Ancak elbette adaletten sorumlu bir bakan olarak bu açıklamayı nezaketen yapma gereği duymaktadır.

Müvekkil Adnan Oktar’ın sıklıkla dile getirdiği gibi, içinde bulunduğumuz dönem, yaşanan felaketlerle, kıtlık ve zorluklarla, ekonomik bunalımlarla ve en önemlisi adalet zafiyetiyle, özel bir dönemdir. Tarihte hiçbir zaman bu ülke halkı bu zorlukların tümünü böylesine şiddetli şekilde ve bir arada yaşamamış, bu kadar ciddi kriz ve darboğazlara girmemiştir. Tarihte hiçbir zaman felaketler bu kadar sık, bu kadar yıkıcı ve bu kadar etkili olmamıştır -ki bu istatistiklerle de sabittir. Yine tarihte hiçbir zaman adaletsizlikler bu kadar ürkütücü boyutlarda yaşanmamıştır.

Susturulmak istenen kişilerin çeşitli soyut gerekçelerle hapsedildiği, insanların para karşılığı hapisten çıkabildikleri, beraat veren hakimlerin sürüldüğü, hakim ve savcılara dehşetli baskıların uygulandığı, sadece beyan üzerinden hayatların karartıldığı bu dönem, tarihin hiçbir safhasında yaşanmamıştır. Dolayısıyla Adalet Bakanının sözleri, ilerisi için pozitif bir temenni olsa da, GÜNÜMÜZDE GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR.

Müvekkil, tüm bu yaşananların ÖZEL BİRER İŞARET olduğunu hatırlatmaktadır. DEPREMLERİN, YANGINLARIN, SELLERİN, KITLIĞIN, KURAKLIĞIN, SAVAŞLARIN ARTTIĞI bu dönem, AHİR ZAMANIN TA KENDİSİDİR ve müvekkil, Peygamberimizin bu konudaki tüm rivayetlerinin yaşanmakta olduğunu belirtmektedir. Peygamberimizden rivayet edilen hadislerde, ahir zamanda adaletin kalmayacağı açık şekilde haber verilmiştir:

“Öyle bir zaman gelecek ki DOĞRU SÖYLEYENLER YALANLANACAK, YALANCILAR İSE DOĞRULANACAK. GÜVENİLİR KİMSELER HÂİN SAYILACAK, HÂİNLERE GÜVENİLECEK. Kişi kendisinden şahitlik etmesi istenmediği hâlde şahitlik edecek, yemin etmesi istenmediği hâlde yemin edecek.

Müvekkilin açıklamalarına göre, Peygamberimiz, AHİR ZAMANDA DÜNYAYA ZULMÜN VE ADALETSİZLİĞİN HAKİM OLACAĞINI ve ardından MEHDİ’NİN GELİŞİ İLE YERYÜZÜNÜN ADALETLE DOLACAĞINI haber vermiştir.

Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah benim Ehl-i Beyt'imden bir zatı (Hz. Mehdi (as)) gönderecek yeryüzü zulümle dolduğu gibi, O YERYÜZÜNÜ ADALETLE DOLDURACAK. (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)

Hz. Mehdi (as) bendendir, yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi, ONU DOĞRULUK VE ADALETLE DOLDURUR. (Süneni-i Ebu Davud, 5/93)

Zulüm ve fıskla dolu olan DÜNYA, O (HZ. MEHDİ (AS)) GELDİKTEN SONRA ADALETLE DOLUP TAŞACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

HZ. MEHDİ (AS)'IN ZAMANINDA ADALET O KADAR BOL OLACAK Kİ, zorla alınan her mal sahibine geri iade edilecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

İnsanlar, balarılarının beyleri etrafından toplanması gibi, Hz. Mehdi (as)'ın çevresinde toplanırlar. DAHA ÖNCE ZULÜMLE DOLU OLAN DÜNYAYI, O ADALETLE DOLDURUR. ADALETİ O DENLİ OLUR Kİ, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. DÜNYA, ADETA ASR-I SAADET DEVRİNE GERİ DÖNER. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)

YERYÜZÜ ZULÜM VE İŞKENCE YERİNE ADALETLE DOLACAKTIR. (HZ. MEHDİ (AS)) HER ŞEYİ HAK VE ADALET ÖLÇÜLERİYLE EŞİT BİR HALDE DAĞITACAKTIR. Böylece yer ve gök sakinleri ondan razı oldukları gibi, havadaki kuşlar, ormandaki yırtıcı hayvanlar, denizdeki balıklar bile memnunluk duyacaklardır. (İmam Suyuti, Kıya- met Alametleri, Ölüm ve Diriliş, s. 1699, s. 175)

Zorluklarla dolu ahir zamanda adaletsizlik o kadar şiddetli boyutlara ulaşacaktır ki, kurtarıcı olarak gönderilen MEHDİ’NİN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ, ADALET GETİRMESİ OLACAKTIR.

Dolayısıyla müvekkile göre, ADALETİN ORTADAN KALKMASI, ADETA AHİR ZAMANIN DAMGASI GİBİDİR. ADALETSİZLİĞİN SONA ERMESİ DE MEHDİYETİN DAMGASIDIR.

Müvekkile göre, ahir zamanda, tüm sistemlerin, düzenlerin bozulmaya uğraması ile birlikte, kaçınılmaz olarak adalet mekanizması alt üst olmakta ve topluma en büyük zarar da buradan gelmektedir. Mehdi’nin ilk olarak adaleti sağlayacak olması ve bunun pek çok hadis ile “en büyük müjde” olarak verilmesinin sebebi budur.

Adaletsizliğin Her Yerde Hissedilmesi, Ahir Zamanın Özelliğidir

Sayın Adalet Bakanımız, Türkiye’de hukuk sisteminin sorunsuz işlediğini söylese de, pratikte öyle bir şey yaşanmadığı ortadadır. Örneğin müvekkil ve arkadaşlarının yargılandığı kumpas dosyası, ortada suç olmamasına rağmen suç atma stratejisi üzerine kurulu olduğundan, başından sonuna kadar hukuksuzluklarla doludur. Davanın görülmesi için ÖZEL HAKİM HEYETİNİN seçilmesi, BERAAT veren İstinaf hakimlerinin alelacele GÖREVDEN ALINMASI VE HAKLARINDA SORUŞTURMA BAŞLATILMASI, Yargıtay’da, dava dosyaları ÇUVALLARDAN DAHİ ÇIKARILMADAN hızla karar verilmesi, sanıklar tarafından sunulan delillere hiç bakılmadan, zorla devşirilen müşteki ve etkin pişmanların, tek satırlık ifadelerine dayanarak cezalar verilmesi ve bunlar gibi sayısız detay, dehşetli hukuksuzluklardır. Tüm bunlar, müvekkil başta olmak üzere yüzlerce kişiyi cezaevinde yıllarca tutabilmek için kurgulanmış akla ziyan uygulamalardır.

Adaletsizlikler her ne kadar aleni ve oldukça geniş çaplı uygulanıyorsa da, müvekkile göre, ahir zamanda olmamız sebebiyle, ZATEN OLMASI GEREKEN BUDUR. Ahir zamanın yaşanması için, göze çarpan, dehşetli hukuksuzlukların yaşanması gerekir. Müvekkile göre, insanların ahir zamanda olduklarına kanaatlerinin gelmesi, deccaliyetin hakimiyetinin görülmesi ve Mehdi’nin çıkışının yakın olduğunun anlaşılması için, ADALETSİZLİĞİN BU KADAR DEHŞETLİ OLMASI GEREKMEKTEDİR.

Müvekkile göre, ekonomideki şiddetli dengesizlikler, insanların geçim derdi, savaşların dinmemesi, kuraklık, depremler, yangınlar ve diğer tüm şiddeti artan doğal afetler, ahir zamanın habercisidirler. DURDURULAMAZLAR, ÖNLENEMEZLER. Kimse, hiçbir siyasi ekol, hiçbir bilim insanı, hiçbir stratejist BUNLARIN ÖNÜNE GEÇEMEZ; BU MÜMKÜN DEĞİLDİR. Müvekkile göre bütün bunlar, Peygamberimizin anlattığı şekilde, art arda dizili boncuk taneleri gibi peş peşe gerçekleşecektir ve gerçekleşmektedir. BUNLARIN TÜMÜ KADERDEDİR VE KADERİN DEĞİŞMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR. Kaderde ahir zaman, bütün bu dehşetli olayları ile mutlaka yaşanacaktır.

Günümüzde ardı ardına gelen bu felaketlere bir bahane üretmek, her birine -sözümona hafifletici- sebepler bulmaya çalışmak oldukça yaygın bir hal almıştır. Örneğin, kuraklık, kıtlık, yangın gibi afetler alelacele küresel ısınmaya bağlanmaya çalışmaktadır. Depremler için HAARP gibi bahaneler üretilmekte, doğal afetlere yapay sebepler aranmaktadır. Garip bir şekilde insanların bir kısmı, tüm bunları Allah’ın yarattığını söylemekten çekinmekte, sebeplerle olayları kendilerince makulleştirmeye çalışmaktadırlar.

Oysa, müvekkilin dikkat çektiği gibi, tarihte yaşanan benzer afetler için hiçbir zaman böyle açıklamalar aranmamıştır. Hz. Yusuf döneminde 7 yıl kıtlık yaşanmış, bunun sebebi hiçbir zaman küresel ısınmaya BAĞLANMAMIŞTIR. Hz. Musa döneminde de felaketler yaşanmış ama kimse bunları farklı gerekçelerle açıklamaya ÇALIŞMAMIŞTIR. Çünkü Peygamberler ve toplulukları, bunların Allah tarafından yaratıldığını çok iyi bilmektedirler.

Müvekkile göre, şu an afetlerin geliş sebebini hafifletme veya yok sayma amacıyla başvurulan gerekçeler, ortadaki açık gerçeği görmeye kuşkusuz ki engel değildir. Son on yılda dehşetle artan felaketler, tam olarak PEYGAMBERİMİZİN HABER VERDİĞİ OLAYLARDIR. AHİR ZAMANIN VE MEHDİ’NİN ÇIKIŞININ HABERCİSİDİRLER.

İşte tüm bu olayların akabinde, ahir zamanın bir gereği olarak, adalet sisteminin de aynı felaket silsilesinin içine katılması gerektiği için, bugün bu dehşetli adaletsizliklere şahit oluyoruz. Başka türlü olması mümkün değildir. Sn. Adalet Bakanımızın açıklamaları bir ümit verme amacını taşısa da, bugün adaletin iyi işlediğine dair en küçük bir iz dahi görülmemektedir.

Konuyla ilgili müvekkilin açıklamalarını takdirinize sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.16.09.2025

Yorum Gönder

0 Yorumlar