Sayın Cumhurbaşkanımız,
Dilara Aktunç'un isnatlarına yönelik açıklamalarımız kapsamında, Dilara'nın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda ifade verirken kullandığı üsluba öncelikli olarak yer vermek büyük önem taşımaktadır. Çünkü mahkeme huzurunda ADETA MAHKEME HEYETİNİN SAYGINLIĞIYLA DALGA GEÇERCESİNE kullanılan bu üslup, HİÇBİR ŞEKİLDE BİR İSTİSMAR MAĞDURUNUN ÜSLUBU OLAMAZ. Dilara Aktunç'un, sanık müdafisine yönelik kullandığı üslup şu şekildedir:
Dilara Aktunç’un 06.08.2020 tarihli mahkeme ifadesinden:
Dilara Aktunç'un mahkeme huzurundaki bu çıkışı şok edicidir. Mahkeme huzurunda, sanık müdafilerini adeta azarlar bir üslupla, “Taciz ile ilgili soru yok mu? Popo elleme, meme elleme, böyle sorular bekliyorum” şeklinde akıl almaz ferahlık ve umursamazlık içinde, oldukça üst perde bir üslupla müdahalede bulunmuştur. Tereddüde mahal vermeyecek şekilde, bu üslubu, BİR İSTİSMAR MAĞDURU ASLA VE ASLA KULLANAMAZ.
Yıllar boyunca devam eden bir istismar geçmişi olan, -iddia ettiğine göre- yıllarca bunun izlerini üzerinden atamamış olan, üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen yaşananları atlatamamış olan bir mağdur, karşısındaki sanık müdafi ile ADETA ALAY EDERCESİNE, HATTA BU KONUYLA EĞLENİRCESİNE, SON DERECE PİŞKİN, LAKAYT VE UMURSAMAZ BİR ÜSLUPLA, CİNSEL BÖLGELER İÇİN KULLANILAN EN AVAMİ SOKAK ÜSLUBUNU SEÇEREK, BÖYLESİNE PERVASIZ BİR DİL KULLANAMAZ. HELE HELE BUNU BİR MAHKEME HUZURUNDA ASLA YAPAMAZ.
Eğer bir kişi, İFTİRA ATTIĞINI, YALAN SÖYLEDİĞİNİ, SUÇLADIĞI İNSANLARLA ADETA DALGA GEÇMEK İÇİN ORADA BULUNDUĞUNU BU KADAR AÇIK, BAĞIRA BAĞIRA BELLİ EDİYORSA, BUNDAN ÇEKİNMİYORSA;
- KARŞI TARAFIN MUTLAKA SUÇLANACAĞINDAN,
KENDİSİNDEN İSE;
- BU PERVASIZLIĞI NEDENİYLE HUKUKEN HİÇ HESAP SORULMAYACAĞINDAN,
- YALAN SÖYLEDİĞİNİN HİÇBİR ZAMAN DEŞİFRE EDİLMEYECEĞİNDEN
EMİN DEMEKTİR.
Nitekim mahkeme heyeti, müştekinin istismar görmediğini açıkça belgeleyen bu pervasız tavırlarının üzerinde dahi durmamıştır.
Eğer bir insan gerçekten istismar mağduru ise ve katılanı olduğu davada şikayet konusu özellikle de buysa, o zaman bir mahkeme huzuruna çıktığında ilk anlatacağı şey kendisine acı veren bu olay olmalı ve mağduriyetini göstererek mahkemeyi bu konuda ikna etmeye çabalamalıdır. Ancak Dilara Aktunç, böyle bir iddia ile çıkmış olmasına rağmen, sorgusu sırasında bu konudan bahsetmemiştir bile. Burada görüldüğü gibi, "Taciz ile ilgili soru yok mu? Popo elleme, meme elleme, böyle sorular bekliyorum” avamiliğinde bir ifade ile AVUKATLARIN KENDİSİNE BU SORUYU SORMASINI BEKLEMİŞTİR.Adeta MAHKEME HUZURUNDA KENDİSİNİ SORGULAYANLARI ALAYA ALMAYA çalışmıştır.
Bu, TRAVMA YAŞAMIŞ BİR İNSANIN ÜSLUBU DEĞİLDİR.
Çocuklukta istismara maruz kalmış kişiler, ilerleyen yaşlarında genellikle bu travmanın etkisinden kurtulamaz ve normal insan tavırları gösteremezler. Bilimsel analizlere göre çocukluktaki istismarın ilerleyen yaşlarda kişi üzerindeki belirgin etkileri şunlardır:
"Duygudurum sürecinde bozulmalar başlar.Tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceler, olayla ilgili kabuslar, karanlık olayı çağrıştırabileceğinden ya da kabus göreceğini düşündüğü için uyumak istememek, öfke patlamaları, olayı anımsatan her duruma karşı psikolojik sıkıntı yaşama hali, güven duygusunun yıkılması, insanlara güvenmeme ve istismarı önleyemediği için acizlik hissetme, depresyon sık görülen tablodur. Aile bireylerinden uzaklaşma, tekrarlayan psikolojik ağrılar ve kendine zarar verici davranışlarda bulunma gözlemlenir.
Çocukluğunda cinsel istismara uğramış yetişkinlerde anksiyete bozukluğunun sıklığı yüksek olduğu saptanmıştır. Anksiyete belirtileri, anormal bir şekilde agresif olma, korku reaksiyonu, kızgınlık, düşmanlık ve kabus görme şeklinde kendini göstermektedir."[1]
Dilara Aktunç ile ilgili olarak mahkeme huzurunda bu yönde hiçbir tespit yapılmamış olmasının yanı sıra, kendisi ile ilgili ATK sevki taleplerimiz geri çevrilmiştir. Oysa bir kişinin çocuklukta bir istismar geçmişi olduğunun psikolojik tespiti, yukarıda sadece genel hatlarıyla değindiğimiz bu belirtilerin analizi ile oldukça kolaydır. Ancak böyle bir analize gerek duyulmamış olsa bile, sözde mağdurun mahkemedeki sadece yukarıda belirttiğimiz ifadesinden dahi HERHANGİ BİR TRAVMA YAŞAMADIĞI, İSTİSMAR MAĞDURU OLMADIĞI, AÇIKÇA YALAN SÖYLEDİĞİ, HATTA YALAN SÖYLEDİĞİNİ BELLİ EDECEK ŞEKİLDE ALAYCI BİR TAVIR İÇİNDE HAREKET ETTİĞİ gözlemlenmektedir.
Dilara Aktunç'un istismar iddialarıyla ilgili yalan söylediğine dair bu son derece önemli delilleri takdirinize sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.
[1] https://www.adapsikoloji.com/tr/m/cocuk-ergen-danismanligi/cocuklukta-cinsel-istismara-maruz-kalmak-ve-etkileri.html