Son Yayınlar

6/recent/ticker-posts

Süfyan Deccal'in Özellikleri -2-

Süfyan'ın İslam ile Mücadelesi

Müvekkil Adnan Oktar'ın Süfyan Deccalin İslam ile mücadelesi ile ilgili açıklamalarını kamuoyunun takdirine sunarız:

Süfyan deccalin özelliği, Müslüman toplumlar arasından çıkması ve Bediüzzaman'ın deyimiyle aldatmakla iş görmesidir. Üstad Bediüzzaman Hazretleri'nin bu konudaki izahı şu şekildedir:

"Sekizinci Mesele

İSLÂMLARIN DECCALI AYRIDIR. Hattâ bir kısım ehl-i tahkik, İmam-ı Ali’nin (ra) dediği gibi demişler ki: ONLARIN DECCALI SÜFYANDIR, İSLÂMLAR İÇİNDE ÇIKACAK, ALDATMAKLA İŞ GÖRECEK. (Şuâlar, 5. Şuâ’nın 2. Makam ve Meseleleri, s. 912)

Süfyan deccal, çeşitli yorumlara göre, ahir zamanda geleceği ve ümmetin karanlık günler yaşamasına vesile olacağı sahih hadislerle bildirilen, dehşetli dinsiz ve münafık bir şahıstır.[1] Aldatıcı, inkarcı ve dehşetli fitne dolapları döndüren bir kimsedir. Fitnesinin en dehşetli tarafı, dinsizliğe dayalı bir sistem kurup insanları imansız yaparak hem dünya hayatlarını hem de ebedi hayatlarını mahvetmeye çalışmasıdır. Bunu da yine İslam adına yapmış gibi görünür. O, insanları din adına dinsizliğe ve ahlaksızlığa sürükleme icraatını tek başına değil, kendisine gönül veren komitesiyle ve temsil ettiği kafirane ve münafıkane sistemiyle birlikte yürütür.

Kütüb-ü Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi'nde ise bu konuda şu ifadelere yer verildiğini görüyoruz:

"Deccalın yol açtığı âhir zaman fitnesinin, en bariz ve en mühim vasfı dine karşı olmasıdır. Âhir zamanda ortaya çıkacak bir kısım beşerî görüşler ve değerler, dinin yerini almaya çalışacaktır. Kendisine resmen din denmese bile ortaya attığı sistemi, kurmaya çalışacağı nizamıyla akide nokta-i nazarından aynen bir din hüviyetini alacaktır. Bu yeni din, beşer üstünde mevcut HER ÇEŞİT İLÂHÎ HÂKİMİYETİ KALDIRMAK için inkâr-ı ulûhiyeti akidesine temel yapar. Her çeşit dinî değerlerin yerine beşerî bir put (hevâ) dikmeye çalışır. Temel mâbûdu madde ve insan olan lâdinî bir dindir."[2]

Süfyan'ın İslam ile mücadele yolunda yapacakları ise, hadislerde şu şekilde tarif edilmiştir:

    1.  Bir Kısım Din Adamlarını Kendine Bağımlı Kılacaktır:

Süfyan, Müslümanlar arasında bir yol tutup, onları aldatmak ve üzerlerindeki ilahi hakimiyeti kendince kaldırmaya çalışmak ile görevlendirilmiştir. Bunu yapabilmek için kendisi de İslam görünümünde ortaya çıkacak ve çeşitli aldatıcı vaatlerle kendisine bağımlı kıldığı BİR KISIM ALİMLERİ VE DİN ADAMLARINI, KENDİ SAPKIN YOLUNDA KULLANACAKTIR.

Hadiste şu şekilde bildirilmektedir:

“Süfyan büyük bir âlim olacak; İLİM İLE DALÂLETE DÜŞER. VE ÇOK ÂLİMLER ONA TÂBİ OLACAKLAR.[3]

Bediüzzaman Hazretleri, süfyanın bu aldatma yöntemini şu şekilde tarif etmiştir:

"Yedinci Mesele

…Başka padişahlar gibi ya kuvvet ve kudret veya kabile ve aşiret veya cesaret ve servet gibi vasıta-i saltanat olmadığı halde, zekâvetiyle ve fenniyle ve siyasî ilmiyle o mevkii kazanır ve aklıyla çok âlimlerin akıllarını teshir eder, ETRAFINDA FETVACI YAPAR. Ve çok muallimleri (öğretmenleri) kendine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüt eden (soyutlanan) maarifi (eğitimi) rehber edip tamimine (yayılmasına) şiddetle çalışır, demektir."[4]

Bediüzzaman, süfyanın, etrafındaki fetvacıların yardımıyla din hükümlerini kaldırmaya çalışacağını ve bunun yerine dehşetli bir anarşistliğe meydan açacağını belirtmiştir:

"İslâm Deccal’ı olan Süfyan dahi; aldatmayla ve hakkı batıl veya batılı hak olarak göstermekle ve ETRAFINDAKİ FETVACILARININ DA YARDIMIYLA Hz. Peygamber’in tebliğ ettiği İslâm Şeriatı’nın içki, zina ve faiz gibi haramlarını; Namaz, Oruç ve Zekât gibi ebedî bir kısım hükümlerini, nefis ve şeytanın desiseleriyle kaldırmaya çalışarak, sosyal hayatın maddî ve manevî bağlarını bozar; böylece serkeş, sarhoş ve sersem durumuna gelmiş olan nefisleri özgürlük ve insan hakları perdesi altında başıboş bırakarak, esas üzerinde durulması gereken hürmet, merhamet ve adalet gibi nurânî zincirleri çözerek, kokuşmuş heves ve istekler bataklığında birbirine saldırmak için zorlamaya dayalı bir serbestiyet ve zorbalığa benzeyen bir yönetimle hürriyet vererek, DEHŞETLİ BİR ANARŞİSTLİĞE meydan açar. O zaman da bu insanları, çok şiddetli bir baskı ve istibdatdan başka türlü yola getirmek ve kayıt altına almak mümkün olamaz.[5]

Anlaşılabileceği gibi, tıpkı geçmişte acımasızca kan dökerek dehşet ortamı yaratan Cengizhan ve Hülagü'nün, Cafer Hoca, Danişmend Hacip hoca gibi hocaları destekçi buldukları gibi, süfyan da kendi döneminin bazı hocalarını kendisine fetvacı edinecek ve onlarla birlikte dehşetli bir ortamı inşa edecektir.

    2.  Bağırdığında Bütün Dünya Duyar

Hadiste şu şekilde bildirilmektedir:

Deccal çıktığında müthiş bir şekilde bağırır, nâra atar ki, Doğu ve Batının bütün halkı onu duyar.[6]

Bu müteşabih hadis ile ilgili olarak müfessirlerin genel yorumu, hadisin günümüz teknolojisine işaret ettiği yönündedir. Günümüzde, radyo, televizyon, internet gibi iletişim araçları ile herhangi bir mesaj, anında dünyanın dört bir yanına ulaşabilmektedir. Demek ki süfyan, teknolojinin böylesine geliştiği bir devirde çıkacak, bunlardan da faydalanarak fikirlerini yayacak ve dört bir yana ulaşabilecektir.

    3.  İslam Alemini Esaret Altına Alacaktır:

Bediüzzaman Hazretleri, süfyanın, tüm bu oyunlarla İslam alemini esaret altına alacağını belirtmiştir:

“Ahirzamanın Süfyan ve Deccal gibi nifak ve zındıka başına geçecek eşhas-ı müthişe-i muzırraları (zararlı ve dehşetli şahıslar), İslâm’ın ve beşerin hırs ve şikakından (anlaşmazlığından) istifade ederek, az bir kuvvetle nev-i beşeri (insanlığı) herc ü merc (darmadağın) eder ve KOCA ÂLEM-İ İSLÂM’I ESARET ALTINA ALIR." (el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:529-530; İbni Hibban, Sahih, 8:286.)

Buradan da anlaşılabileceği gibi süfyan, İslam alemini paramparça ederek, insanları dinlerinden uzaklaştırıp haramların helal sayıldığı sahte bir dine onları inandırarak ve onları bu yolla istibdat altında tutarak, bu esareti gerçekleştirecektir.

    4.  Süfyan, Hz. Mehdi'ye Zorluk Çıkaracaktır

Süfyanın, yine bir ahir zaman şahsı olan HZ. MEHDİ'YE ZORLUK ÇIKARACAĞI, ONU SÜREKLİ GÖZLEM VE KUŞATMA ALTINDA TUTACAĞI da haber verilmiştir:

“Süfyan münkir biridir. Allah’ı, Kur’ân’ı, peygamberi tanımaz, İslâm adına ne varsa hepsine karşıdır. Sistemli ve münafıkâne bir tarzda iş görür. İslâm’ın ana direkleri olan inanç esaslarını kaldırmaya, yok etmeye, zayıflatmaya çalışır. “HZ. MEHDÎ’Yİ DE DEVAMLI TARASSUT (GÖZLEM) ALTINDA TUTAR. MUHASARASI (KUŞATMASI) ÜZERİNDEN KALKMAZ.” (İs’afür-Rağıbîn’den naklen Tılsımlar, s. 212.)”

"Mümin şahıs (Mehdi) Deccal'ı görünce: “Ey insanlar! Resulullah'ın zikrettiği Deccal işte budur” der. Deccal hemen onunla ilgili emrini verir de o zat karnı üzerine uzatılır ve arkasından: “Onu alın da yaralayın!” der. Artık o zatın sırtı ve karnı DÖVE DÖVE GENİŞLETİLİR. Bu sefer onu iki eli ve iki ayağı ile yakalar da FIRLATIR ATAR. İnsanlar Deccal'in onu bir ateş içine attığını sanırlar. Halbuki o bir cennet içine atılmıştır. (Mehdilik ve İmamiye, İbrahim Süleymanoğlu, s. 40)

Hadiste Mehdi'nin “sırtı ve karnından dövüle dövüle genişletilmesi” müteşabih olarak (benzetme yapılarak) ifade edilmiştir. Kitabın yazarı bu bölüm için “Mehdi'nin ünü, durmadan etrafa ilan edilip yayılmaktadır” demektedir; deccal kendince hakkında kara propaganda yaparak Hz. Mehdi'yi yenmeye çalışsa da, gerçekte onu daha güçlü kılmaktadır.

Hadiste geçen "fırlatır atar" ifadesinden, süfyanın HZ. MEHDİ'Yİ SÜRGÜN EDECEĞİ anlaşılmaktadır.

 

 

[1] https://sorularlarisale.com/islam-deccalina-neden-sufyan-denmistir-sufyan-ne-demektir-bu-ifadenin-ebu-sufyan-ile-alakasi-var-midir

[2] https://sorularlaislamiyet.com/deccalin-ozellikleri-nelerdir

[3] İhyâ-yı Ulûmi’d-din, 1:59

[4] Şuâlar, 5. Şuâ’nın 2. Makam ve Meseleleri, s. 912

[5] Şuâlar, 5. Şuâ, Tetimme, 1. Mesele

[6] İbni Kesir, en-Nihaye, 1:96