Son Yayınlar

6/recent/ticker-posts

Günümüzde Yaşanan Felaketleri, Peygamberimiz 1400 Yıl Önce Haber Vermiştir

Adnan Oktar'dan Duyurudur

Yaşadığımız şu günlerde, tüm dünyada, çok çeşitli felaketlerin ardı ardına yaşanıyor olması, biri biterken diğerinin başlaması acı bir gerçek olarak karşımızdadır. DEPREMLER, TARİHTE GÖRÜLMEMİŞ ŞEKİLDE şehirleri bir anda YIKIP YOK EDERKEN, bir anda büyük şehirlerde YANGINLAR başlamakta, bu yangınlar DURDURULAMAMAKTA, insanların evlerini, köylerini, şehirlerini YOK ETMEKTEDİR. Dev ormanlar, olağanüstü bitki örtüsü, yeryüzünün muhteşem kaynakları sadece dakikalar içinde kül olup gitmektedir. Aynı anda TOPRAK KAYMALARI yaşanmakta, dağlar köylerin üzerine yıkılmakta, yollar çökmekte, yer sürekli sarsıntılarla çalkalanmaktadır. Bütün bunlar yaşanırken yağmur yağmamakta, yeryüzünün suyu tükenmekte, çok kapsamlı bir SUSUZLUK, dehşetli bir KITLIKLA birlikte seyretmektedir. Ürünler yetişirken DONMAKTA, ağaçlar meyve vermemekte, toprak verimini kaybetmekte, kışın ya kar çok yağdığı için ya da hiç yağmadığı için ağaçlar meyve veremez hale gelmektedir.

Tarih, daha önce hiç görmediği kıtlığı, susuzluğu, sıkıntıyı, felaketi bu dönemde yaşamaktadır.

 

Müvekkil Adnan Oktar’a göre, bu yaşananların tümü, AHİR ZAMAN HADİSLERİNDE GERÇEKLEŞECEĞİ HABER VERİLMİŞ OLAN OLAYLARDIR ve yaşadığımız dönem "ahir zaman", yani son dönem olduğu için, tümü, birer birer gerçekleşmekte ve felaketler durdurulamamaktadır.

Hadislerde, ahir zamanda büyük olayların gerçekleşeceği ve bunların bir dizideki boncuk taneleri (bazı rivayetlere göre tespih taneleri) gibi ART ARDA GERÇEKLEŞECEKLERİ haber verilmiştir:

Felaketler ve olağanüstü olaylar peş peşe gelecektir:

Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "… eskimiş ipi kopan bir kolyenin taneleri gibi BİRBİRİ ARDINA GELEN ALÂMETLERİ beklesinler." (Ebû Hureyre radıyallahu anh., Tirmizî)

KIYAMET ALAMETLERİ BİRBİRİNİ TAKİBEN MEYDANA GELİR. Bir dizideki boncukların artarda kopması gibi. (Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)

Depremler çoğalacaktır:

Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır. DEPREMLER ÇOĞALACAK. (Ramuz-El Ehadis, 476/11)

Kıyametten önce iki büyük hadise vardır ve sonra da ZELZELELİ YILLAR. (Ramuz-El Ehadis, 187/2)

Barınacak evler, sizi taşıyacak hayvanlar bulamayacağınız günler yaklaşmıştır. Çünkü EVLERİNİZİ DEPREMLER YIKACAK. (Kıyamet Alametleri, s. 146)

Anlaşmazlıklar ve SIK SIK DEPREMLER vaki olacak. (Kıyamet Alametleri, s. 166)

“DEPREMLER ÇOĞALMADIKÇA kıyamet kopmaz" (Buhârî, Fiten, 25; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/313)

“Ümmetim için kıyametten önce üç şey vardır: YERİN BATMASI, ŞEKİL DEĞİŞİKLİĞİ VE GÖKTEN TAŞ YAĞMASI.” (Tirmizî, Fiten, 39)

“Ümmetim için kıyametten önce nice fitneler vardır. ONLARDAN BAZILARI EVLERİNİZE, DAMLARINIZA YAĞMURUN GİRMESİ GİBİ GİRECEK…” (İbn Mâce, Fiten, 23)


“Kıyamet yaklaşınca zaman kısalır, ilim kaldırılır, fitneler zuhur eder, cimrilik artar ve ZELZELELER ÇOĞALIR.” (Buhârî, Rikak, 7; Müslim, İlim, 7)

Kıtlık ve kuraklıklar baş gösterecektir:

“Zina açığa çıktığında, mutlaka HASTALIKLAR VE SALGINLAR çoğalır, ÖNCEKİ MİLLETLERDE GÖRÜLMEMİŞ HASTALIKLAR yayılır. Ölçü ve tartıda hile yapılınca kıtlık, geçim sıkıntısı ve zalim yöneticiler ortaya çıkar. Zekât verilmediğinde YAĞMUR TUTULUR (KURAKLIK OLUR). Hayvanlar olmasa hiç yağmur yağmazdı.” (İbn Mâce, Fiten, 22)

“Ahir zamanda fitneler olacaktır… O fitneler, müminin rızkını daraltacak, KITLIK YAŞATACAKTIR.” (İbn Mâce, Fiten, 23)

“Ahir zamanda açlık ve KITLIK ÇOK OLUR, fitneler artar.” (İbn Mâce, Fiten, 23)

"Deccal'ın çıkmasından önce gökyüzü üç sene yağmurunu tutar. Birinci senede normal yağmurun üçte birini tutup üçte ikisini yağdırır. Yeryüzü, bitkisinin üçte birini bitirmez. İkinci yılda gökyüzü normal yağmurunun ÜÇTE İKİSİNİ YAĞDIRMAZ. YERYÜZÜ DE BİTKİSİNİN ÜÇTE İKİSİNİ BİTİRMEZ. Üçüncü yılda ise GÖKYÜZÜ YAĞMURUNUN TAMAMINI KESER, YERYÜZÜ DE BİTKİSİNDEN HİÇBİRİNİ BİTİRMEZ." (Ebu Davud, İbni Mace, Taberani; Geleceğin Tarihi 3, s. 241)

 

Yangınlar artacak, geniş alanlara yayılacaktır:

“Kıyamet kopmadan önce HİCAZ’DA BÜYÜK BİR ATEŞ ÇIKACAK*; bu ateş Busra’daki develerin boyunlarını aydınlatacak.” (Buhârî, Fiten, 29; Müslim, Fiten, 41)

*(Bazı yorumcular, Hicaz’ın sadece dar bölge değil, İslam beldelerinin merkezi anlamına da geldiğini söyler. Dolayısıyla hadiste kastedilen ateş, daha geniş bir alanda çıkacak büyük bir felaket olabilir.)

“Ümmetim içinde altı şey gerçekleşmedikçe kıyamet kopmaz: Yerin batması, taş yağması, şekil değiştirme, KIZIL YEL*, duman ve Ye’cûc-Me’cûc’ün çıkması.” (İbn Hibbân, Sahîh, 15/203; Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr, 18/65)

“Kıyametten önce ümmetimin üzerine KIZIL YEL, yerin batması, şekil değişikliği ve gökten taş yağması gelecektir.” (Tirmizî, Fiten, 39; İbn Mâce, Fiten, 28)

*Bazı yorumcular (ör. İbn Hacer, Fethü’l-Bârî) “YEL” kelimesi sebebiyle, bunun ATEŞİN RÜZGARLA BİRLEŞİP YAYILMASI olabileceğini söylemişlerdir. Yani ŞİDDETLİ RÜZGARIN YANGINLARI KÖRÜKLEYEREK BÜYÜK FELAKETLERE YOL AÇMASINDAN bahsedilmektedir.

“Kıyamet alametlerinden biri de RÜZGÂRLARIN ŞİDDETLENMESİDİR.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II/327)

Müvekkile göre, günümüzde yaşanan bu felaketlerin, PEYGAMBERİMİZİN 1400 SENE ÖNCE HABER VERDİĞİ ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMESİ elbette ki tesadüf değildir. Müvekkilin uzun zamandır önemle dikkat çektiği şekilde şu an yaşanan dönem, tam olarak ahir zamandır. Ahir zamanı tarif eden hadislerde yaşanacağı haber verilen olayların BÜYÜK BİR KISMI GERÇEKLEŞMİŞTİR. Dolayısıyla, bütün bu olağanüstü olayların, peş peşe gelişen felaketlerin, hadislerde haber verilen olaylar olduğu, BU DÖNEMDE ÖZEL OLARAK YARATILDIĞI açıktır.

Müvekkile göre ilginç olan, bir kısım kişilerin bu gerçeği anlatmaktan kaçınmaları; bu gerçeği açık şekilde görmelerine rağmen bunu dillendirmeye yanaşmamalarıdır. Müvekkile göre, söz konusu kişiler, tüm bunları tüm kudretiyle Allah’ın yarattığını, ahir zamanda olduğumuzu, ahir zamanın iki önemli şahsı Mehdi ve deccalin zuhur dönemlerinde bulunduğumuzu, kıyametin yakın olduğunu kabullenmemek için, peş peşe gelen bu olağanüstü felaketlere çeşitli suni gerekçeler üretmeye çalışmaktadırlar.

Bazı kişiler, sırf “Allah yarattı” dememek için, yaşanan büyük olayları Allah’ın kudretiyle açıklamaktan çekindikleri için; şayet Allah’a bağlarlarsa, Allah’ın kudretini kabul etmek zorunda kalacakları için, yaşanan felaketleri başka sebeplere bağlama eğilimindedirler. Özellikle kıtlık, kuraklık ve yangın gibi artış göstermiş olan afetler için “küresel ısınma” bahanesine sığınmış, depremlerin uydular ve askeri müdahaleler sonucunda yapay olarak oluşturulduğu fikrini kabullenmiş, başlarına gelen tüm sarsıcı olaylar için çeşitli bahaneler bulmuş ama bir türlü "tüm bunları yapan Allah’tır" diyememişlerdir.

Müvekkile göre, yangın, kuraklık, kıtlık gibi olayların gerçekleşme sebebinin bir an için küresel ısınma olduğunu kabul etsek bile, böyle bir küresel olayın ANİDEN ORTAYA ÇIKMASI, tam olarak BU ZAMANDA meydana gelmesi, Peygamberimizin, felaketlerin peş peşe meydana geleceğini söylediği bir zamanda felaketleri oluşturan böyle bir sebebin oluşması zaten başlı başına bir MUCİZEDİR. Zaten belli ki bu sebep, olması beklenen bu olayların gerçekleşmesi için bir vesile olarak yaratılmıştır. Ancak söz konusu kişiler, bunun bir mucize olduğunu da görmek istememektedirler.

Bunun bir sonucu olarak, şu anda dünyada ve özellikle Türkiye’de, yangınlar ve depremler aralıksız devam etmekte, kıtlık ve kuraklık için çözümler aranmakta, insanlar televizyonlara çıkıp binbir türlü açıklamalar yapmakta, olaylar hiç durmadan tartışılmakta, fakat tüm bunları yaratanın ALLAH OLDUĞU ve AHİR ZAMAN hadislerinin gerçekleşmekte olduğu bir türlü DİLE GETİRİLMEMEKTEDİR. Müvekkile göre bu ciddi bir hezimettir; afeti yaratan Allah’ın, tüm bunları sebepler üzerine yarattığı, Peygamberimizin 1400 sene öncesinde söylediği olayların gerçekleşmekte olduğu ve ahir zamanın içinde bulunduğumuz gerçeği, gündeme dahi getirilmemektedir.

İnsanların geneli bu hataya düşerken, ilginç bir şekilde muhafazakar-gelenekçi anlayışa sahip bir kısım hocalar da, konuyu farklı yöne doğru değiştirme çabasındadırlar. Müvekkile göre, söz konusu hocalar, Peygamberimizin 1400 sene önce haber verdiği hadiselerin şu anda yaşanmakta olduğunu oldukça açık şekilde görmekte, bu mucizeyi zikretmek ve insanlara ahir zaman müjdesini vermek yerine, Peygamberimizin sözü olmayan, sahte hadislere dayanan anlatımlar yapmayı daha öncelikli görmektedirler.

Örneğin Peygamberimizin, depremlerin ve yangınların artacağı, bunun ahir zaman özelliği olduğunu belirttiği hadislerini dile getirmek ve şu anda bir mucizenin yaşandığını haber vermek yerine, “Sizden birinizin yemeğine (veya içeceğine) sinek düşerse, onu (yemeğin içine) batırsın, sonra çıkarsın. Çünkü sineğin bir kanadında hastalık (mikrop), diğerinde şifa vardır” tarzındaki Peygamberimize asla ait olmayan, SAHTE HADİSLERİ gündeme getirmeyi tercih etmektedirler. Bu şekilde, İslam aleminin bir kısmı, bu tip konularla muhatap olmakta, karşısındaki mucizeleri göremez hale gelmektedir.

Müvekkil ise, yıllar önce fark ettiği ve yıllardır anlatmakta olduğu önemli bir GERÇEĞİ, bu vesileyle tekrar hatırlatmaktadır: Şu anda gerçekleşen olağanüstü afetlerle, ardı arkası kesilmeyen depremlerle, evleri şehirleri yakan ve durdurulamayan yangınlarla, önüne geçilemeyen kuraklıklar ve kıtlıklarla ALLAH, ÖNEMLİ BİR DÖNEMİ YAŞAMAKTA OLDUĞUMUZU hatırlatmaktadır. Bu dönem, Kıyametten önceki son dönem, yani AHİR ZAMANDIR. Bu dönem, deccalin hakimiyet kuracağı, Mehdi’nin zuhur edeceği ve Mehdi ve deccal arasında ilmi ve fikri bir mücadele ortamının olacağı, tüm bozulmaların, yıkımların, felaketlerin yaşanacağı, insanların sevgi ve adaletten ümitlerini kesecekleri bir dönemdir. Felaketlerin yaşanma sebebi, Allah’ın takdir ettiği özel bir dönemde olmamızdır. Bu zorlu dönemin hemen arkasından ise Allah, Mehdi'yi vesile ederek tüm dünyaya kurtuluş getirecektir.

Yaşanan her olay, Allah tarafından yaratılmaktadır. Felaketlerin artmasının ve önüne geçilememesinin tek sebebi, her birinin ALLAH’IN TAKDİRİ olmasıdır. Hiçbir sebep, ALLAH’TAN BAĞIMSIZ DEĞİLDİR. Felaketlerin oluşma sebebi de, yaratılma şekli de ALLAH’A AİTTİR. Tamamının sona ermesi, ALLAH’IN DİLEMESİ İLE MÜMKÜN OLUR. ALLAH DİLEMEDİKÇE, yaşanan afetlerin, korkunç olayların sonunun gelmesi MÜMKÜN DEĞİLDİR. Ancak Allah dilerse, yeryüzünü tek bir anda, güvenilir ve bolluk içinde bir beldeye dönüştürebilir.

Müvekkile göre, Peygamberimizin mucizelerinin görülmesi gerekmektedir. Peygamberimiz, 1400 yıl önce, bugün yaşanmakta olan felaketleri tek tek tarif etmiş, bunların peş peşe geleceğini anlatmış ve geçmişte görülmemiş bir şiddet ve sıklıkla yaşanacağını hatırlatmıştır. 1400 yıl önce hadislerde ne anlatıldıysa, şu an yaşanmaktadır. O yüzden, müvekkile göre, tüm bunlara zahir sebepler aramak boşuna bir çabadır. BUNLAR, İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ AHİR ZAMANDA MUTLAKA GERÇEKLEŞECEKTİR; GERÇEKLEŞMEKTEDİR.

Müvekkil önemle hatırlatmaktadır: Felaketlerin durması, İNSANLARIN ALLAH’IN ADINI ANMALARI, ALLAH’IN GÜCÜNÜ TAKDİR ETMELERİ, TEK KURTARICI OLARAK ALLAH’I GÖRMELERİ ve bunun için ALLAH’A DUA ETMELERİ ile mümkün olur. KURTULUŞUN TEK YOLU BUDUR. Aksi takdirde tüm bu yaşananlar daha da artabilir, -Allah esirgesin- daha vahim bir hal alabilir.

Müvekkilin konuyla ilgili açıklamalarını takdirinize sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.03.09.2025

Yorum Gönder

0 Yorumlar