
MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’DAN BAZI BASIN KURULUŞLARINA TEKZİPTİR
Müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarının yargılanmakta oldukları davaların tamamında İDDİANAMELERDE YER ALANSUÇLAMALARIN TEMELİ,SÖZDE “ÖRGÜTÜN KURULUŞU ve TARİHSEL GELİŞİMİ” KURGULARINDAN, “AMAÇ SUÇ” NİTELEMESİNE KADAR BAŞTAN SONA HEP “GÜYA MÜVEKKİLİN MEHDİLİĞİNİ İLAN ETTİĞİ YA DA EDECEĞİ” İDDİASINA DAYANDIRILMAKTADIR.
Müvekkil Adnan Oktar bu durumu, İstanbul Anadolu 1 Ağır Ceza Mahkemesinde görülen yargılamanın 26.02.2025 Tarihli duruşması esnasındaki savunmasında: “Bakın her yerinde mehdiyetten bahsediyor bu iddianamenin. İddianame eğer buysa. Nereye baksan Mehdiyetten bahsediyor.” sözleriyle ifade etmiştir.
Buna karşın iddia makamının “müvekkilin güya mehdiliğini ilan ettiği ya da ilan edeceği ” şeklindeki iddiasıyla ilgili öne sürebildiği tek sözde dayanak ise “MÜVEKKİLİN MEHDİYETİ ANLATIYOR” oluşudur.
Ancak burada iddia makamının AÇMAZA DÜŞTÜĞÜ ÇOK CİDDİ BİR PROBLEM VARDIR. Şöyle ki, “ Mehdilik iddia etmenin ” Türk Ceza Kanunu kapsamında zaten bir suç olmadığını bir yana bıraksak bile,
- Peygamberimiz (sav) döneminden günümüze dek pek çok İslam alimi ve din adamının Mehdiyeti anlatmış ve anlatıyor olması,
- Gazeteciler, yazarlar veya din adamları tarafından Mehdiyet ve Deccaliyet konularını anlatan binlerce kitap kaleme alınmış ve alınmaya devam ediliyor olması,
- Gazetelerin, internet haber sitelerinin, TV programlarının ve sosyal medyanın Mehdiliğin anlatılıp konuşulduğu sayısız yazı, haber ve paylaşımlarla dolu olması,
- Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan olmak üzere pek çok siyasetçi ve devlet adamının da sık sık Mehdiyet konusunda açıklamalarda bulunmaları,
İDDİA MAKAMINI İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR AÇMAZA DÜŞÜRMEKTEDİR.
Yani isteyen herkes Mehdiyet konusunda gönlünce konuşup açıklama yapabilir; makaleler, köşe yazıları, kitaplar kaleme alabilir; haber programları ya da dini yayınlar yapabilirken, MEHDİYET KONUSUNU ANLATTIĞI İÇİN SADECE MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’IN SUÇLANIYOR OLMASININ, hem hakka ve hukuka hem samimiyete aykırı bir tutum olduğu tartışmasızdır.
KONUYA İLİŞKİN DELİLLERİMİZ
1. İDDİANAMELERDEKİ SUÇLAMALARIN SÖZDE TEMEL DAYANAĞINA BAKILDIĞINDA HEP “MEHDİYET” KONUSU ÖNE ÇIKMAKTADIR
Müvekkil ve arkadaşlarının yargılanmakta oldukları davaların iddianamelerine bakıldığında, yöneltilen suçlamaların temel dayanağı olarak hep Mehdiyet konusunun öne çıktığı görülmektedir.
TCK'nın ilgili maddelerinde suç olarak nitelenen ve örgütlü olarak işlenebilen eylemlerden hiçbiri müvekkil ve arkadaşlarının yargılandıkları dosyalar içerisinde yoktur. Bu sebepledir ki iddianamelerde müvekkil ve arkadaşları sadece inançları, yaşam tarzları, dünya görüşleriyle suçlanmaktadırlar.
İddianamelerde uzun uzun anlatılan “Mehdiyet inancı etrafında birleşmek”, “her türlü suçu işleyebilecek hale dönüşmek”, “dindar görünmek” gibi kavramların TCK'da CEZAİ BİR KARŞILIĞI BULUNMAMAKTADIR.
Kaldı ki müvekkil Adnan Oktar’ın, hayatının hiçbir döneminde “kendisinin Mehdi olduğu şeklinde bir iddiası bulunmadığından” , iddia makamınca müvekkile yöneltilen suçlamalar hep “ Mehdiyeti anlatıyorsun o halde mehdi olduğunu iddia ediyorsun ya da edeceksin ” şeklindeki HATALI ve ART NİYETLİ BİR VARSAYIMA dayandırılmıştır.
İslam tarihine bakıldığında, yakın tarihte de çokça örneği görüldüğü üzere, MEHDİYETİ ANLATAN ALİMLERİN, ARAŞTIRMACILARIN VE YAZARLARIN NEREDEYSE HEPSİ MEHDİLİK İDDİA ETMEKLE İTHAM EDİLMİŞTİR. Mehmet Şevket Eygi, Şeyh Nazım Kıbrısi, Bediüzzaman Said Nursi, Süleyman Hilmi Tunahan, Esad Coşan, Mahmut Ustaosmanoğlu, Muhammed Raşid Erol bu kişilerden bazılarıdır. Mehdi’yi ancak kendini Mehdi zannedenler anlatır gibi bir imaj oluşturulması, müvekkilin kanaatine göre, Mehdiyetin anlatılmasının, müjdelenmesinin engellenmesi için oluşturulmuş art niyetli özel bir durumdur.
Aşağıda sadece bir kısmına yer verebildiğimiz, iddianamelerdeki “Mehdiyet ve Mehdilik” ithamlarına ilişkin alıntıların, konunun net bir şekilde anlaşılabilmesi bakımından faydalı olacağını düşünmekteyiz.
İstanbul 1 ACM’nin 2024/74 Sayılı Dava Dosyasının 2021/73856 Soruşturma Numaralı İddianamesinde:
“ Medhi, Mehdiyet ve Mehdilik” iddiası yakıştırmaları tam 32 ayrı yerde geçmektedir. Müvekkilin mahkeme ifadesinde de belirttiği gibi daha iddianamenin ilk sayfasından başlayan “Mehdiyet” vurgusu, iddianamedeki hemen her ana başlık altında birçok kez tekrarlanarak iddianamenin son sayfasına kadar devam ettirilmiştir.
Bunların bazıları şöyledir;
“… Adnan Oktar’ın mehdiyeti inancı etrafında, lüks ve eğlenceyi merkezine alan modern bir İslamiyet yorumu iddiasında bulunan ve mehdiyet inancının gereği olarak küresel bir güç olmayı amaçlayan,…” 1
“… dünyayı kurtacak “mehdi”nin elit cemaati olma vaadinde bulunup devşirmekte, örgüte mali katkı sağlamakta, ayrıca bu elitlerin statüleri ve sosyal ağlarından yararlanılmaktadır…” 2
“ Şüpheli Adnan OKTAR’ın karşılıksız ve tartışmasız lider, örgüt içerisinde sözde “Mehdi” olduğuna inanılan, emirleri sorgulanmadan yerine getirilen,...”3
“… Kararda görüldüğü üzere, örgüt aynı hiyerarşik sistem içinde kız getirme, fon sorumluları, turnike sistemi, Adnan Oktar’ın mehdiliği, muhalif ve şikayetçilere yönelik sistemli…” 4
“… Adnan Oktar’ın mehdiliği düşüncesi etrafında, tüm dünyada etkin, nüfuz sahibi, maddi ve siyasi güce sahip seçkin bir cemaat olmak amacıyla yaklaşık kırk yıldır,…” 5
“… Örgüt üyeleri ve sempatizanlarca bu durumun “mehdi ve özel bir insan” olduğu inancından ötürü, sorgulanamadan bir talimat olarak uygulandığı anlaşılmıştır…” 6
“ Adnan OKTAR’ın görüşe gelen avukatları vasıtasıyla çok sayıda dini anlatımlar, dini örneklemeler, ayetler ve hadislere atıflar, mehdi, deccal, ahir zaman anlatımlarıyla örgüt mensuplarına aktarımlar ve telkinler yaptığı,…” 7
“ Adnan OKTAR’ın Avukatlarla görüşmesi esnasında … olayların sebebini kendisinin tutuklu olmasına bağlayarak bunu dini atıflarla delillendirme çabası içerisinde olduğu ve … mehdilik kavramına atıflar yaptığı, sosyal medyada mehdiliği gündemde tutmak için talimatlar verdiği,” 8
“ Mehdiyet konusunda: Risalelerin, hadislerin yanlış olması imkansız. Hepsi doğru hepsi bir bir çıktı ahirzaman alametlerinin.” 9
“ Adnan Oktar tarafından gündemde tutulan mehdiyet unsuruna vurgu yapılması taliamtı verilmiş,… Mehdiyet unsurunun gündemde tutulması talimatından sonra özellikle twitter isimli program üzerinden mehdiyet hususunda çokça gündem oluşturulmıştur.” 10
“… özellikle örgütün çıkış noktası olan Mehdiyet hususunda çeşitli notları avukatları vasıtasıyla örgüt üyeleriyle paylaştığı…” 11
İstanbul 30 ACM’nin 2019/313 Sayılı Dava Dosyasının 2029/6548 numaralı İddianamesinde:
Müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik Temmuz 2018’de gerçekleştirilen polis operasyonu ardından yapılan ilk yargılama, İstanbul 30 ACM’de 2019/313 E. Sayılı dosya numarasıyla görülmüştür. Dosya kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 12.07.2019 tarih ve 2019/6548 numaralı iddianamede yer verilen tüm suçlamalar, yine hep “Mehdiyet ve Mehdilik” iddialarına dayandırılmıştır.
İddianamenin başından sonuna kadar hemen her bölüm ve başlık altında defalarca tekrar edilen sayısız “Mehdiyet ve Mehdilik” iddiasına yer verilmiş; iddianamede tanımlanan sözde örgütün anlatıldığı, KURULUŞ ve TARİHSEL GELİŞİM, İDEOLOJİ, LİDERLİK, LEDÜN İLMİ ve AMAÇ SUÇ BÖLÜMLERİ başta olmak üzere hemen her bölümdeki suçlamalar hep “GÜYA MÜVEKKİLİN MEHDİLİĞİN İLAN ETTİĞİ” şeklindeki gerçek dışı iddiaüzerinden açıklanmaya çalışılmıştır. Hatta iddianamenin 37. Sayfası ile 52. Sayfası arasında “ADNAN OKTAR ve MEHDİLİK” başlığı altında tamamen hayali iddialara dayanan ayrı bir bölüme bile yer verilmiştir.
İddianamede yer verilen bu anlatımların tamamı baştan sona hayal ürünü bir kurgudur. Sözde bir örgüt yapılanması varmış gibi gösterebilmek ve bunu da dini bir yapılanma olarak nitelemek için Mehdiyet inancı üzerinden hiçbir gerçekliği olmayan yorumlarla bir çıkarım yapılmaya çalışılmıştır. Yargılama boyunca müvekkil ve arkadaşlarının ortaya koyduğu deliller de iddianamede yer alan bu yorumların doğru olmadığını kesin olarak ispatlamıştır.
İddianamedeki ilgili bölümlerin bazıları şöyledir;
“… üniversite öğrecilerinden oluşturduğu 20-25 kişilik grupla çevresini genişletmeye başlamıştır. Bu ilk dönemde Adnan OKTAR ve örgüt mensupları, kıyamet alametleri ve Mehdiyet başta olmak üzere, Said-i Nursi tarafından yazılan “Risale-i Nur” çerçevesinde dersler ve sohbetler yapmış, evrim ve masonluk karşıtlığı ekseninde sayılarını artırmaya ve cemaat oluşturmak adı altında örgütlenmeye çalışmışlardır.” 12
“… 15 Kasım 1979 tarihinde, İstanbul Boğazı’nda Independanta tankeri kazası yaşanmış, bu olayın “Mehdinin zuhur alameti” olduğu ifade edilmiştir. Adnan OKTAR süreç içerisinde devamlı surette kendisinin sözde Mehdi olduğunu ima eden yaklaşımlarda bulunmuş ve mehdiyetle alakalı hadisler ve yorumlamalar (Mehdi’nin İstanbul’da çıkacağı, İlk tebliğini Karaköy’de yapacağı, İstanbul’un boğaz semtinde oturacağı, sırtında ben olacağı vs.) … Adnan OKTAR’a uyacak şekilde derlenmiştir.” 13
“… kendisinin mehdi olduğuna, peygamberler üstü bir konumda çok özel bir insan olduğuna inandıran örgüt lideri Adnan OKTAR, örgüt üyelerinin dini ve manevi anlamdaki zafiyetlerini kullanarak, mehdiyet meselesini örgüt üyelerinin üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmış, örgüt üyelerine karşı bir hakimiyet kurmuş ve bu şekilde örgüt içerisinde kendisinin sorgulanması ve eleştirilmesini engelleyip kendisini örgütteki tek otorite haline getirmiştir.” 14
“ Örgüt içerisinde Adnan OKTAR’ın sözde “Mehdi” olduğuna inanıldığı, ona hizmet etmenin, talimatlarına sorgulama yapmadan uymanın imanın bir gereği olduğu, kendisinin sözde peygamberler üstü bir konumda olduğu hususları benimsenmiştir. “Ul’ül Emir” olarak görülen ve talimatlarını sorgulamak dahi yasak olan Adnan OKTAR tarafından…” 15
“… Müşteki şahısların birçoğu örgüt mensuplarının yakın akrabaları olduğu halde, örgütsel ideolojisine ve Mehdi olarak görülen örgüt liderine bağlılığın yoğun olmasından dolayı, akıl almaz suçlamalar ve iftiralar dile getirilmiştir.” 16
“… Adnan OKTAR tarafından, ‘esasında Masonluğun hak bir tarikat olduğu, ancak bozulduğu, Masonların kurtarıcı beklentisi ve Yahudilerin Moşiah beklentisi ile Mehdiyetin aynı hususlar olduğu’ söylemleriyle Sayfa 25 / 3908 Mason locaları ile irtibat kurulması yönünde örgüt mensuplarına talimat vermiş ve …” 17
“… Adnan OKTAR isimli şahıs, kendisinin ahir zamanda gelecek ve insanlığı kıyamete hazırlayacak olan mehdi olduğu, Kur’an-ı Kerim’de peygamberlere atfedilen özellikleri taşıdığı, çevresinde bulunan müritlerinin kendisine bu
“… kendilerine dayatılan inanç sistemine bir aykırılık olmadığı, sözü bir hikmet ve hatta ilahi bir emir olarak kabul gören sözde mehdi tarafından verilen izin ve icazetlerle yasallaştırıldığı düşüncesiyle, dış dünyadan kopmuş bir şekilde suçu normalleştirerek bir yaşam tarzı haline getirmişlerdir…” 18
“ Örgüt lideri Adnan OKTAR’ın sözde “Mehdilik” iddiası ve bu iddiasının kapsamına ilişkin iddianamemizin birden fazla başlığı altında açıklama ve tespitlere yer verilmiştir…” 19
“ Bu doğrultuda örgüt üyeleri tarafından, Adnan OKTAR’ın sözde “Mehdi” olduğu inanışı çerçevesinde, “temel olarak bütün dinlerin lideri olduğu ve deccala karşı, Hz.İsa ile birlikte insanlığa liderlik edeceği, sözde Mehdi talebelerinin de – örgüt mensuplarının – bu kutsal savaşta onun yanında yer alacakları, dünyadaki bütün insanların liderliğini yapacağı ve bunun için zemin hazırlayacak kişilerin, zamanı geldiğinde kendisinden Devletin başına geçmesini talep edecekleri” hedefleriyle eylemlerini gerçekleştirdikleri anlaşılmıştır.” 20
“ Örgütün 2019 hedefine giden süreçte, Ortadoğu coğrafyası ve ülkemizde yaşanan gelişmelerin de bu doğrultuda yorumlandığı, gerek DAEŞ Terör Örgütü’nün Suriye’deki eylemsel hareketliliği, gerekse de FETÖ Terör Örgütü’nün 15 Temmuz Darbe girişimi gibi büyük çaplı eylemlerin, sözde Mehdinin zuhuruna zemin hazırladığı şeklinde beklentilerin olduğu anlaşılmıştır…” 21
“… ilk yıllarında Yahudilik ve Masonluk karşıtlığı ile faaliyetlerine başlayan örgütün, ilerleyen süreçte mehdilik benzeri inanca sahip Masonlar, Tapınak Şövalyeleri, İsrailli Hahamlar ile temaslarını güçlendirerek, bu toplulukların Dünya çapındaki nüfuzundan faydalanmayı ve şartların olgunlaşıp, zamanının tam olarak geldiği kanaatine sahip olduğunda, sözde “Mehdi” sıfatıyla ülke yönetiminde söz sahibi olmayı amaçlamıştır.” 22
“ Adnan OKTAR Suç Örgütünün; sözde Mehdiyet hükümlerince, kendi ideolojileri doğrultusunda tevil ettikleri dini esaslara dayalı bir oluşum içerisinde olduğu ve …” 23
“ Örgütün bütünlüğü üzerinde tek hâkim ve lider Adnan OKTAR olup örgüt içerisinde mehdi olarak görülmektedir. Örgüt üyeleri tarafından insanüstü özellikler atfedilen, beklenen mehdi olduğu düşünülen, Adnan OKTAR örgüt üyelerince atfedilen şekli ile dini kuralları ve kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’i kendince yorumlama ve örgütün amaç ve idealleri doğrultusunda hükümler çıkarmaya yetkili tek kişidir.” 24
“ Örgüt tarafından otoritesi, liderliği sorgulanamaz. Örgütün bütün işleri sözde mehdinin talimatıyla yürütülmektedir.” 25
“ Adnan Oktar örgüt üyelerine kendisinin sözde Mehdi olduğu telkinini uzun yıllardır vermektedir…” 26
“… bazı kaynaklarda geçen “Mehdi Resul” ifadesinden hareketle, kendisinin “hem Mehdi hem de Resul” olduğunu iddia etmiştir.” 27
“ Sözde “Mehdi Resul” olması ve Kur’an-ı Kerim’de geçen “Allah, Resulüne ve içinizden emir sahiplerine itaat edin” mealindeki ayetleri kendisine yoran Adnan Oktar’a itaat, bu sebeplerle örgüt ideolojisine göre Kur’an’ın bir emri durumuna gelmektedir.” 28
2. MÜVEKKİL ADNAN OKTAR, HAYATININ HİÇBİR DÖNEMİNDE MEHDİLİK İDDİASINDA BULUNMAMIŞTIR.
Ana dava dosyası da dahil olmak üzere müvekkile yönelik “Mehdilik iddia ederek devleti ele geçirme” isnadı , akla ve mantığa aykırı olmakla birlikte, somut delillerle de desteklenmeyen, salt kişisel yoruma dayanan bir çıkarımdır. Bu iddiaların bir ön yargı oluşturma ve suni suç meydana getirme gayesi dışında bir hedefi bulunmamaktadır.
Müvekkilin hayatının hiçbir döneminde Mehdilik iddia etmediği ve etmeyeceği konusunda tavrının kesin olduğu tüm Türkiye tarafından bilinmektedir. Müvekkil gerek geçmişte yapmış olduğu televizyon yayınlarında gerek konuya ilişkin yayınladığı basın duyurularında gerekse yargılanmakta olduğu mahkemelerdeki savunmalarında, hiçbir zaman kendisinin bir mehdilik iddiasının olmadığını ve asla da olmayacağını sayısız kereler dile getirmiştir; hatta yemin etmiştir.


Ancak tıpkı Bediüzzaman Said Nursi’nin kendisini Mehdi’nin bir öncüsü, pişdar neferi olarak nitelemesi gibi müvekkil Adnan Oktar da kendisini MEHDİ’NİN BİR TALEBESİ olarak görmekte, Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde haber verdiği bilgilerden Mehdiyet devri içinde olduğumuza inanmaktadır. Mehdi’nin talebesi olmaya azmetmiş her müminin Mehdi’yle benzerlikleri olacağı, benzer yollardan geçip benzer mücadeleleri vereceği de İslami kaynaklarda detaylı şekilde anlatılmaktadır . Müvekkilin hayatında da Mehdi ile benzerlikler olması, bu mübarek zatın yolunda yürüyor olmasından, ona zemin hazırlayarak yardımcı ve destekçi olmak gayretinden kaynaklanmaktadır.
3. MEHDİLİK İDDİASI YOKSA, O ZAMAN MÜVEKKİL NEDEN ISRARLA MEHDİYET KONUSUNU ANLATMAKTADIR?
-ÇÜNKÜ MEHDİYETİ ANLATMAK PEYGAMBER SÜNNETİDİR-
“ MEHDİ İLE MÜJDELENİN. O Kureyş'den ve Ehl-i Beyt'imden bir şahıstır. O insanların ihtilâf ve sarsıntılar içinde bulundukları bir sırada çıkar.” (İmam-ı Süyûtî)
Müvekkil Adnan Oktar, yukarıdaki hadise sıklıkla dikkat çekmekte ve uzun yıllardır Mehdi müjdesini anlatmakta, insanları onun gelişi ile müjdelemektedir. Bunun en önemli sebebi, Mehdi müjdesinin verilmesinin, Peygamberimiz (sav)’in bir emri, bir sünneti oluşudur. Müvekkil, hayatı boyunca, her fırsatta bu önemli müjdeyi insanlara verme kararlılığında olmuştur. Çünkü bu müjde , -özellikle de İslam aleminin her türlü fitne, fesat, saldırı ve yıkıma maruz kaldığı günümüzde- şu an dünyada yaşanan HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞÜN SONA ERECEĞİ BİR ZAMANIN VAR OLDUĞUNU gösteren, İNSANLARA UMUT IŞIĞI VERECEK OLAN büyük bir müjdedir.
“ Mehdiyet” konusu Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde çok detaylı olarak anlatılm aktadır. Zaten Peygamberimiz (sav)’den sonra geçen bin dört yüz yıllık dönemde, “Mehdiyet” konusunun çok sayıda büyük İslam alimi tarafından araştırılıp incelenmiş, anlatılmış ve Müslüman’ların Hz. Mehdi ile müjdelenmiş olmaları da bu sebepledir.
Dolayısıyla, Müslümanları Hz. Mehdi (as) ile müjdelemek, sadece müvekkile has bir durum değildir. Kaldı ki “Mehdiyet”i anlatmak TCK kapsamında tanımlanmış bir suç da değildir. Dileyen herkes “Mehdiyet” konusuna ilişkin düşünce ve fikirlerini özgürce anlatıp açıklamakta alabildiğine serbesttir.
4. BAŞKA KİMLER MEHDİYET KONUSUNU ANLATMAKTADIR?
Elbette Mehdiyet ve Mehdilik konusunu sadece müvekkil Adnan Oktar anlatıyor değildir. Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan olmak üzere kimi devlet ve hükümet başkanları, konu hakkında kitap, makale, köşe yazısı ya da haber yapan çok sayıda yazar ve gazeteci, Peygamberimiz döneminden günümüze kadar yaşamış birçok İslam Alimi de, tıpkı müvekkil Adnan Oktar gibi Mehdilik ve Mehdiyet konusuna ilişkin anlatım ve açıklamalar yapmış ve yapmaktadırlar.
Konuya ilişkin olarak çok fazla örnek olması sebebiyle burada sadece az bir kısmına yer verebildiğimiz örneklerimiz ise söyledir;
5. CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN ERDOĞAN’IN DİLİNDEN MEHDİYET
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan katıldığı çok sayıda kongre, toplantı, açılış ya da anma törenlerinde, birçok kez Hz. Mehdi ve Mehdiyete ilişkin açıklamalarda bulunmakta; kimi zaman açık kimi zamanda işari benzetme ve anlatımlarla Mehdiyet konusuna göndermeler yapmaktadır.
Bunlar arasından öne çıkan bazıları şöyledir;
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen 4. Necip Fazıl Ödülleri programındaki konuşmasında dile getirdiği:
“… Şunu iyi biliyoruz KUDÜS GİDERSE MEDİNE’Yİ KORUYAMAYIZ, Medine giderse, Mekke’yi koruyamayız, MEKKE GİDERSE, KABE’Yİ DE KAYBEDERİZ. Unutmayın KUDÜS DEMEK İSTANBUL DEMEKTİR, İslamabat demektir, Medine demek, Kahire, Şam, Bağdat demektir. Kabe demek bütün Müslümanlar olarak hepimizin şerefi, namusu, onuru, haysiyeti, varlık gayesi demektir. Biz bunların hiçbirinde vazgeçemeyiz. Allah’ın emrine ve ecdadın emanetine sahip çıkmak için ne gerekiyorsa yapacağız”
şeklindeki açıklamaları kamuoyunda büyük yankı bulmuş; ERDOĞAN’DAN HZ. MEDHİ MÜJDESİ olarak yorumlanmıştır . Konuya ilişkin yayınlanan YouTube videosun kapak fotoğrafı ve videoyu izleyebileceğiniz yayın linki aşağıdadır.
https://www.youtube.com/watch?v=LsP36BpWKFU

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın aynı açıklaması başka bir YouTube videolarına da konu olmuş ve bir diğer video ise, “Erdoğan Hz. Mehdi’yi böyle Müjdeledi! ÇOK AZ KALDI ” başlığı ile yayınlanmıştır. Konuya ilişkin yayınlanan YouTube videosun kapak fotoğrafı ve videoyu izleyebileceğiniz yayın linki aşağıdadır.
https://www.youtube.com/watch?v=RS93oCDKKMY&list=PLTzZ7NP2F7K1-T-fEE1m2neN_JGH343Hj&index=3

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın AK Parti 7. Olağan Üstü Kongresinde sarfetmiş olduğu başka bir benzer açıklama da yine kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır. Cumhurbaşkanımızın açıklamaları, konuya ilişkin yayınlanan çok sayıda YouTube videosu ve internet paylaşımında: “Erdoğan'dan Gizli Hz. Mehdi Mesajı! Ak Parti Kongresinde Çok Gizli Şifreli Mesajlar ”, “ Reis Konuştu, dünya titredi. Kongrede Mehdi Mesajı ” gibi başlıklarla duyurulmuştur. Bu yayınlara ilişkin YouTube videolarının kapak fotoğrafları ve videoyu izleyebileceğiniz yayın linkleri aşağıdadır.
https://www.youtube.com/watch?v=SoIITkClQFI


https://id.pinterest.com/pin/656258976953523116/

6. MEHDİ VE DECCAL KONUSUNDA KALEME ALINAN YÜZLERCE ESER
Geçmişte 4 Mezhebin İslam Alimleri tarafından “Kıyamet Alametleri”, “Mehdi”, “Mehdiyet”, “Deccaliyet” gibi ahir zamanı anlatan çok büyük eserler kaleme alınmış olduğu gibi, Mehdiyet konusu güncelliğini koruduğundan günümüz yazarlarınca da kaleme alınmış “Mehdi”, “Mehdiyet”, “Deccaliyet” konulu çok sayıda kitap bulunmaktadır.
Bahse konu kitaplar hali hazırda internet üzerinden D&R, Kitapyurdu, Trendyol ve benzeri bilindik alışveriş siteleri üzerinden kolaylıkla sipariş edilebilmektedir. Konuya ilişkin kaleme alınmış yüzlerce eserden sadece bir kısmını derlediğimiz kitapların kapak fotoğrafları ise aşağıdadır.





7. MEHDİYET, MEHDİLİK MEDYA ve BASINDA DA EN ÇOK KONUŞULAN KONULAR ARASINDADIR
Mehdilik ve Mehdiyet konularında yazılan kitapların yanı sıra çok sayıda haber, köşe yazıları televizyon programları, Youtube Videoları, belgeseller de yapılmaktadır. Konuya ilişkin burada sadece bir kısmınına yer verebildiğimiz örnekler ise şöyledir;
-
Milli Gazete’nin 22 Ocak 2014 Tarihli, “ Cenevre değil İslam Birliği” başlıklı haberi ve haberin detaylarını okuyabileceğiniz arşiv linki aşağıdadır.
https://www.gastearsivi.com/gazete/milli_gazete/2014-01-22/1

-
Akit Medya Grubuna ait internet haber sitesinde yayınlanan 28 Ocak 2016 Tarihli, “Mehdi Kimdir?” başlıklı haber ve haberin detaylarını okuyabileceğiniz internet linki aşağıdadır.
https://www.yeniakit.com.tr/biyografi/mehdi

-
CNN Türk Televizyonunun internet haber sitesi olan cnnturk.com sitesinden yapmış olduğu 22 Ocak 2025 Tarihli, “Hz. Mehdi Kimdir? Hz. Mehdi Ne Zaman Gelecek? Alametleri Nelerdir?” başlıklı haber ve haberin detaylarını okuyabileceğiniz internet linki aşağıdadır.
https://www.cnnturk.com/yasam/hz-mehdi-kimdir-hz-mehdi-ne-zaman-gelecek-alametleri-nelerdir-1661843

-
Hürriyet Gazetesi’nin internet sitesinden yayınlamış olduğu 4 Mayıs 2021 Tarihli, “Mehdi Nedir Ve Kimdir? Mehdi’nin Alametleri ve Özellikleri” başlıklı haber ve haberin detaylarını okuyabileceğiniz internet linki aşağıdadır.

-
ASSAM “Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği ” Başkanı ve Cumhurbaşkanımızın merhum Askeri Başdanışmanı Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Mehdiyet konusundaki inancını: “ İslam Birliği olacak mı olacak. Nasıl olacak? Mehdi Hz. geldiği zaman. Peki Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir. Peki bizim bir işimiz yok mu, ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte ASSAM bunu yapıyor ” sözleriyle açıklamıştır. Sn. Tanrıverdi’nin Mehdiyet açıklamaları bir çok gazete ve haber sitesinde yer bulmuştur. Birgün Gazetesi’nin 30.12.2019 Tarihli ve “ Erdoğan’ın başdanışmanı: Mehdi gelecek, ortamı hazırlıyoruz” başlıklı haber ve haberin detaylarını okuyabileceğiniz internet linki aşağıdadır.
https://www.birgun.net/haber/erdogan-in-basdanismani-mehdi-gelecek-ortami-hazirliyoruz-282066

-
Oda TV internet haber sitesinin 4 Mayıs 2015 tarihli, “Erdoğan Mehdi’nin gelişine hazırlanıyormuş. Saray’daki odalara isim bile verildi. Abhazya Eyaleti, Ahıska Eyaleti, Dağıstan Eyaleti, …” başlıklı haber ve haberin detaylarını okuyabileceğiniz internet linki aşağıdadır.
https://www.odatv.com/guncel/erdogan-mehdinin-gelisine-hazirlaniyormus-75194

-
Sözcü Gazetesi’nin 4 Mayıs 2015 Tarihli, “Erdoğan Mehdi için hazırlanıyor” başlıklı haber ve haberin detaylarını okuyabileceğiniz internet linki aşağıdadır.
https://www.sozcu.com.tr/erdogan-mehdi-icin-hazirlaniyor-wp822286

- Merhum gazeteci Mehmet Şevket Eygi’nin 2 Haziran 2014 Tarihli İstiklal Gazetesi’nde yayınlanan “Bütün çareler ve çözümler İslam’dadır” başlıklı köşe yazısı ve yazının detaylarını okuyabileceğiniz internet linki aşağıdadır.
https://www.istiklal.com.tr/yazarlar/butun-careler-ve-cozumler-islamdadir-948097h

-
Gazeteci Turan Kışlakçı’nın 7 Temmuz 2025 Tarihli, Tezkire Dergisinin “tezkire.net” isimli internet sitesinde yayınlanan, “Deccal Düzenine Karşı Mehdi Düzeni” başlıklı köşe yazısı ve yazının detaylarını okuyabileceğiniz internet linki aşağıdadır
https://www.tezkire.net/gundem/deccal-duzenine-karsi-mehdi-duzeni

-
Gazeteci Mehmet Ali Bulut’un “Haber 7” isimli haber sitesi için hazırladığı köşe yazısılarını kendisine ait “mehmetalibulut.com” isimli internet sitesinden yayınlamaya devam etmektedir. Sn. Mehmet Ali Bulut’un Mehdiyeti anlattığı 5 Şubat 2013 tarihli, “Geçin Şanghay’ı AB’yi Yakındır Onlar Bize Gelecekler” başlıklı köşe yazısı ve yazının detaylarını okuyabileceğiniz internet linki aşağıdadır.
http://www.mehmetalibulut.com/haber7/gecin-sanghayi-abyi-yakindir-onlar-bize-gelecekler/

-
Gazete, dergi, televizyon gibi medya ve basın mecralarında yayınlanan “Mehdilik” ve “Mehdiyet” konulu haber ve programların dışında çok sayıda video paylaşımı da internette mevcuttur. Bunlar örnek olması bakımından sadece YouTube isimli video paylaşım sitesinin arama kısmına “Hz. Mehdi” yazıp aratıldığında bile yüzlerce video olduğu görülmektedir. Bulunan videoların sadece az bir kısmına ait ekran görüntülerini ve internet arama linkini aşağıda bulabilirsiniz.
https://www.youtube.com/results?search_query=Hz.+Mehdi







8. MEHDİYET KONUSU GÜNDEME GETİREN LİDERLER
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi Mehdiyet, sadece müvekkil tarafından anlatılan bir inanç değildir. Her üç dinin kaynaklarında anlatıldığı gibi, Peygamber Efendimiz döneminden bu yana hem sahabeler hem de din alimleri tarafından anlatılmış, her dönem Müslümanlar tarafından gelmesi beklenmiştir.
Nitekim yakın zamanda, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurul salonunda bir konuşma yapan İran’ın merhum Cumhurbaşkanı Reisi , peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in geleceğini haber verdiği Hz. Mehdi için, "O ARTIK YERYÜZÜNDE" demiştir.
Konuşmasında “DÜNYA BİR KURTARICI BEKLİYOR. SEMAVİ DİNLERİN HEPSİ BUNU VAAT ETTİ. BU KURTARICI VAR VE ŞU AN HAYATTA (YAPTIKLARIMIZA ŞAHİTLİK EDİYOR).” diyen merhum Cumhurbaşkanı Reisi, bu konuda “Biz iman ediyoruz ki, ilahi irade, peygamberlerin de vaat ettiği üzere, adalet yeryüzünü kaplayacaktır.” ifadelerini kullanmıştır.
Merhum Cumhurbaşkanı Reisi’nin BM Genel Kurulundaki Mehdiyete ilişkin açıklamaları 20 Eylül 2023 Tarihli ülkemiz ve dünya basınında geniş yer bulmuştur. Konuşmaya ait videodan alınan ekran görüntülerini ve videoyu izleyebileceğiniz YouTube linkini aşağıda bulabilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=_XDvm6lsaho


Mehdiyet konusunu gündeme getiren bir diğer kişi de İran eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’tır. Ahmedinejad, Twitter hesabından Noel ve yeni yıl mesajında yeni yıldan beklentilerini paylaşmış ve şunları söylemiştir:
“Umuyorum ki 2020’de İsa Mesih’in öğretilerini hayatımızda uygulamayı öğreniriz. İnşallah. BU YIL, İSA MESİH’İN (ALEYHİSSELAM) DESTEKLEDİĞİ İMAM MEHDİ GELİP İNSANLARA YARDIM EDECEK, adaletsizliği bitirecek ve dileklerimizi gerçekleştirecek. Allah’a emanet olun.”
İran’ın eski cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın “ 2020’de Mehdi gelecek ” şeklindeki açıklaması, 4 Ocak 2020 Tarihli Oda TV İnternet haber sitesinde “ Erdoğan’ın Başdanışmanı ben demiştim diyecek ” haber başlığıyla yansımıştır. Haberin detaylarını okuyabileceğiniz internet linkini aşağıda bulabilirsiniz.
https://www.odatv.com/guncel/iran-kirmizi-bayragi-ilk-kez-cekti-175840

Ayrıca bilindiği üzere İran anayasası “ Hz. Mehdi gelene kadar geçerli olacak ” şekilde yazılmış ve kabul edilmiştir.
İran Anayasasının 5. Maddesi şöyledir:
“Hz. Mehdi’nin gaybeti zamanında İran İslam Cumhuriyeti’nde Velayet-i emr ve İmamet-i ümmet adil, takva sahibi, zamanın icablarını bilen, gözüpek, becerikli, tedbirli ve halk çoğunluğunun önder bilip kabul ettiği bir fakihin uhdesindedir. ”
Yani İran İslam Cumhuriyetinde devlet ve halkın idaresi, İmam Mehdi gelene kadar halkın çoğunluğunun tanıdığı, takdir ettiği, adil, takva sahibi, cesur, tedbirli ve yönetici bir fıkıh alimine ait olacağı şekilde ilan olunmuştur.
İran Anayasası’nın ilgili bölümünü inceleyebileceğiniz internet linki aşağıda bilgilerinize sunulmaktadır.
https://hukukbook.com/iran-islam-cumhuriyeti-anayasasi/
9. ATATÜRK DÖNEMİNDEN BERİ DEVLETİMİZ, KENDİ KURUMUNUN BASTIĞI KİTAPLARDA HALKIMIZA MEHDİYETİ ANLATMAKTADIR
Atatürk’ün Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurmasından itibaren, Atatürk’ün istek ve talimatlarıyla tercüme edilip basılan kitapların büyük çoğunluğu Hz. İsa’nın yeniden yeryüzüne gelişi, ahir zaman alametleri, Mehdiyet gibi konularda hadis ve bilgiler içeren eserlerdir.
Halkın Mehdiyet konusunda doğru şekilde bilgilendirilmesi Atatürk tarafından önemli görüldüğünden, bu konuda önemli hadisleri içeren Sahih-i Buhari’yi Türkçe’ye tercüme ettirilmesinin daha sonra da Anadolu’da ücretsiz yayınlanmasının talimatı bizzat Atatürk tarafından verilmiştir.

Bu eser ‘ Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecridi Sarih Tercümesi ’ adıyla 1935’de yayınlanmıştır. 10 bin nüsha basılmış ve başta dönemin ilim adamları olmak üzere herkese ücretsiz dağıtılmıştır. Eserin ilk üç cildi Atatürk’ün özel kütüphanesinde bulunmaktadır. Atatürk bu eseri satırlarını çizerek ve paragraflara işaretler koyarak okumuştur. Atatürk’ün çizerek ve not alarak okuduğu Sahîh-i Buharî şu anda Anıtkabir Atatürk Özel Kitaplığı’nda muhafaza edilmektedir.
10. MEHDİYET, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NIN BASTIRDIĞI KİTAPLARDA ANLATILMAKTA, İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE OKUTULMAKTADIR.
DİYANET TARAFINDAN KURULMUŞ OLAN İSLAM ARAŞTIRMALARI MERKEZİ’NDE EL YAZMASI ESERLER DE DAHİL OLMAK ÜZERE MEHDİYETLE İLGİLİ YÜZLERCE KAYNAK BULUNMAKTADIR.
Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle 1924 yılında kurulmuştur. Bu tarihten itibaren yayınladığı eserler başta olmak üzere birçok çalışmasında Mehdiyeti, Kıyamet Alametlerini, Hz. İsa’nın yeniden dünyaya gelişini vatandaşlara anlatmıştır. Örneğin Türk Diyanet Vakfı tarafından yayınlanan bir eserde Mehdiyet şöyle anlatılmaktadır:
“Ehli sünnet mezhepleri Hz. İsa'nın yeryüzüne kıyamete yakın bir dönemde geri geleceğine, Deccal'in çıkışından sonra yeryüzüne ineceğine, Deccal'i etkisiz hale getireceğine, domuzları öldüreceğine (domuz eti yemenin haram olduğunu bildireceğine), namaz kılarken Kabe'ye yöneleceğine ittifak etmişlerdir. Bu konudaki muhalefeti sapıklık sayarlar. Ehl-i sünnet inancına göre İslam akaidinde on büyük kıyamet alameti sabittir. HZ. İSA VE HZ. MEHDİ'NİN GELİŞİ DE BU ALAMETLERDENDİR. BU ALAMETLERİ HERKES BİLİR VE BUNLARIN İNKARI MÜMKÜN DEĞİLDİR.” (Mezhepler Arasındaki Farklar, El Fark Beynel Fırak, El İmam Ebu Mansur Abdulkadır b. Tahir b. Muhammed el Bağdadi, Önsöz ve Notlarıyla Çeviren Prof. Dr. Ethem Ruhi Fığlalı, Türk Diyanet Vakfı Yayınları, s. 253, 270)”
Benzer şekilde, Diyanet İşleri’nin temel referans kaynaklarından biri olan TDV (Türkiye Diyanet Vakfı) İslam Ansiklopedisi adlı eserde Mehdiyet şöyle açıklanmaktadır:


Aynı eserde Hz. İsa’nın yeniden dünyaya gelişi, ahir zaman, kıyamet alametleri gibi Mehdiyetle doğrudan bağlantılı olan konular da kapsamlı olarak açıklanmıştır. Her ne kadar bu hadislerin bazılarıyla ilgili olarak tam doğru ve isabetli yorum yapılmamış olsa da ahir zaman alametlerinin İslam inancındaki yerinin görülmesi açısından bu bölümler önemlidir.

Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sitelerinde, Mehdiyet ve kıyamet alametlerini anlatan el yazması, tarihi eserler de yer almaktadır. Bunların bir kısmı tercümeleriyle birlikte yayınlanmaktadır. Örneğin büyük İslam alimi Berzenci’nin kıyamet alametleri ve Mehdi hakkındaki hadisleri derleyip bir araya getirdiği “el-İşaa li-Eşrati’s-Saa” adlı eseri bunlardan sadece biridir:


Burada sadece birkaç örneğine yer verdiğimiz Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılan ve/veya internet sitelerinde yayınlanan Mehdiyet içerikli eserler nasıl ki herhangi bir suç unsuru içermiyorsa, AYNI ESERLERİN İÇİNDE YER ALAN BİLGİLERİ, HADİSLERİ, İSLAM ALİMLERİNİN YORUMLARINI BİZZAT ALINTIYARAK KENDİ ESERLERİNDE, ANLATIMLARINDA, YAZILARINDA KULLANAN MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’IN MEHDİYET ANLATIMLARI DA BİR SUÇ UNSURU İÇERMEMEKTEDİR.
11. BÜYÜK İSLAM ALİMLERİ VE MÜÇTEHİDLER DE MEHDİYETİ SAVUNMUŞLARDIR.
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ, İMAM RABBANİ, ABDÜLKADİR GEYLANİ GİBİ BÜYÜK ALİMLERİN MEHDİYETİ ANLATAN ESERLERİ DE DİYANET İŞLERİ TARAFINDAN BASTIRILMAKTADIR.
Büyük İslam alimlerinin hepsi Mehdi inancının hak olduğu konusunda ittifak etmişler ve hepsi eserlerinde Mehdiyeti tüm detaylarıyla anlatmışlardır. Aşağıda bazılarının isimlerine yer verdiğimiz bu alimlerin eserleri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanmakta ve/veya satılmaktadır. Bu durum da Mehdiyet inancının anlatılmasında, yayılmasında ve gündemde tutulmasında herhangi bir tehlike ve suç unsuru olmadığını bir kez daha ortaya koymaktadır . Bunlardan en dikkat çekenlerinin başında ise Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur isimli eserleri gelmektedir. Bu eserlerin büyük kısmı Mehdiyeti anlatmaktadır.
Mehdi’nin Hicri 1400 yani içinde bulunduğumuz yüzyılda geleceği, Türkiye’de faaliyet göstereceği, anti Darwinist ve anti materyalist çalışmalar yapacağı, Türk İslam Birliği’nin kurulmasına vesile olacağı Risale-i Nur’da Mehdiyet hakkında anlatılan konulardan bazılarıdır. AYNI KONULARI BİREBİR BU ESERDEN YAPTIĞI ALINTILARLA MÜVEKKİL ADNAN OKTAR DA KİTAPLARINDA VE YAYINLARINDA ANLATMAKTADIR. EĞER BU ANLATIMLAR HERHANGİ BİR ŞEKİLDE SUÇ UNSURU İÇERİYOR OLSA DİYANET’İN ELİYLE BU ESERLERİN BASILIP SATILMAYACAĞI DOĞRUDAN HALKA ULAŞTIRILMAYACAĞI DA AÇIKTIR.
Diyanet Vakfı’nın sitesinde Diyanet tarafından basılmış ve satışa sunulmuş Risale-i Nur kitapları (Aşağıda)


Hatta öyle ki Diyanet İşleri Başkanlığı , içerisinde yüzlerce sayfa Mehdiyet, İsa’nın yeniden dünyaya gelişi, deccaliyet ile mücadelesi, kıyamet alametlerini anlatan Risale-i Nurların Valiliklerin demirbaşlarına kaydedilmesi için tebligat yollamıştır. Mehdiyeti en güçlü şekilde anlatan eserlere bu derece kıymet verilmesi, Mehdiyet düşüncesinin Devletimiz nezdindeki önemi açısından kanaatimizce dikkat çekicidir .
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Basılı Yayınlar Daire Başkanı V. Abdurrahman AKBAŞ imzasıyla ilgili valiliklere gönderilen 71285155/825.03.01- sayılı, Yayın talebi konulu demirbaş bildirim yazısı (Aşağıda)

12. EHL-İ SÜNNET AKİDESİNİN TEMEL KİTABI OLAN İMAM-I AZAM EBU HANİFE’NİN FIKHU’L EKBER’İNDE MEHDİ’NİN GELİŞİ, “İNKARI MÜMKÜN OLMAYAN KONULAR”DAN BİRİ OLARAK BELİRTİLİR.
Mehdiyet konusu, iddia edildiği gibi sapkın bir din anlayışı olmak şöyle dursun, asıl Mehdiyetin inkarı Ehli Sünnet itikadına göre sapkınlık olarak kabul edilmektedir. Bilindiği üzere Türk halkının büyük çoğunluğu Hanefi Mezhebine mensuptur. Bu mezhebin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanife, Hz. İsa ve Mehdi'nin gelişi konularının "inkarı mümkün olmayan konular" olduğunu şöyle bildirmektedir:
“Deccal'in ve Yecüc'ün çıkması, Güneşin batıdan doğması, İsa (as)'ın gökten inmesi ve sahih haberlerin getirdiği diğer KIYAMET ALAMETLERİ HAKTIR VE OLACAKLARDIR. Kıyametin büyük alametlerinden daha başkaları da vardır. ÖRNEĞİN MEHDİ'NİN GELMESİ GİBİ. Bütün bu olaylar sahih haberlerin getirip söylediği gibi haktırlar ve gerçekleşeceklerdir. (Fıkhı Ekber Tercümesi, İmamı Azam Ebu Hanife, Hazırlayan Ali Rıza Kaşeli, s. 99) ”
Ehl-i sünnet ulemasından, Hz. İsa'nın yeryüzüne 2. kere gelişini ve Mehdi'nin çıkışını reddeden kimse olmadığı gibi, alimlerimiz "tam bir ittifak içinde" Müslümanları bu konularda müjdelemiştir. Hz. İsa’nın yeniden dünyaya döneceğini, Mehdi'nin zuhur edeceğini bildirmişlerdir.
Ehlisünnet inancına mensup 4 mezhepte de (Hanefi, Hanbeli, Şafi ve Maliki mezheplerinde) Mehdi'nin ahir zamanda geleceği, Hz. İsa (as)'ın gökten ineceği ve namazda Mehdi'yi imamlığa geçireceği konusu tartışmasız hak olarak kabul edilir.
13. DÖRT HAK MEZHEPTE MEHDİYET İNANCI HAKTIR
A - HANEFİ MEZHEBİNE GÖRE
İmamı Azam Ebu Hanife'nin Fıkh-ul Ekber isimli eseri Ehl-i Sünnet inancının temel kitabı olarak kabul edilir. İmam-ı Azam Ebu Hanife, Hz. İsa ve Mehdi'nin gelişi konuları hakkında Fıkh-ul Ekber adlı bu eserinde Peygamberimiz (sav)'den şu haberleri aktarmaktadır:
"Kıyamet kopacağı zaman Hz. İsa yeryüzüne inecek ve böylece bütün milletler gerçekten İslam milleti olarak tek bir millet haline gelecektir. İsa gelmeden önce MEHDİ, Mekke ve Medine haremlerinde ortaya ÇIKACAK, sonra Kudüs'e gelecek. Ondan sonra Deccal gelip, onunla beraber bulunacak, İsa aleyhisselam da Dımeşk'de Doğu minaresinden inerek Deccal'i etkisiz hale getirmeye gelecek ve Deccal'i orada bir darbe ile etkisiz hale getirecek. İsa yeryüzüne inince tuz suda eridiği gibi Deccal de eriyip gidecek. Bundan sonra İsa aleyhisselam MEHDİ İLE BULUŞACAK. Bu arada namaz kılınacak. MEHDİ NAMAZI KILDIRMASI için İsa’ya işaret edecek, fakat İsa “bu namaz senin için kılınıyor' diyerek mazeret bildirecek ve 'sen bu namazı kıldırmaya benden daha layıksın; diyecek. İsa aleyhisselam’ın Hz. Peygamberin şeriatına uyduğunun ortaya çıkması için MEHDİ'YE UYACAK.Böylece beraber namaz kılacaklardır." (İmam-ı Azam, Fıkhı Ekber, Aliyyül- Kari Şerht Tercüme Yunus Vehbi Yavuz, ilaveli 3. baskı, Çağrı Yayınları, s. 284)
B - ŞAFİ MEZHEBİNE GÖRE
Şafi mezhebinin kurucusu İmam Şafi de Mehdi'nin çıkışı hakkında şu bilgileri aktarmaktadır:
“ MEHDİ VE DECCAL'İN ZUHURLARI. Kıyamete yakın bir zamanda MEHDİ DİYE ANILAN BİR MÜSLÜMAN BİR LİDER ÇIKACAK ve Müslümanların imanlarını tazeleyip, yeryüzünde yaygın bir halde bulunan zulüm ve tecavüzleri kaldırıp yerine hak ve adaleti yerleştirecektir...
Hz. İSA ALLAH'IN EMRİYLE GÖĞE ÇIKTIĞI GİBİ, KIYAMETE YAKIN BİR ZAMANDA YİNE ALLAH'IN EMRİ İLE YERYÜZÜNE İNECEK VE İSLAM ADALETİNİ TATBİK EDECEKTİR. İmanı zaif olan kimse bunu mümkün görmeyebilir. Fakat Allah'ın kudretine isnad ettikten sonra gayet kolaydır.” (Büyük Şafii İlmihali, Halil Günenç, ilaveli 2. baskı, s. 23)
C - MALİKİ MEZHEBİNE GÖRE
Maliki Mezhebinde de ahir zaman alametleri, Deccali’in çıkışı, Hz. İsa'nın gelişi gibi konular temel inanç esasları olarak zikredilir. İmam Maliki'in en önemli eseri olan El Muvatta'nın 2. Cildinde Müslümanların her namazlarında Deccali’in fitnesinden Allah’a sığınmaları gerektiği ifade edilirken, 4. Cilt de ise Hz. İsa’nın gelişine dair hadise yer verilmiştir.
“Abdullah b. Ömer (r.a.)'den: Resûlullah (s.a.v.) öyle buyurdu: «Bu gece (rüyamda) Ka'be'de idim. Orada bir esmer adam gördüm. Sanki gördüğüm, esmer adamların en güzeli idi. Omuzlarına sarkan saçlar vardı. Sanki bu saçlar gördüğüm omuzlara sarkan saçların en güzeli idi. Taramış olduğu saçlarından su damlıyordu. İki adama ve iki adamın omuzlarına dayanarak Ka'be'yi tavaf ediyordu.
Bu kim? diye sordum.
Bu Meryem'in oğlu İsa diye cevap verildi.
Sonra aniden saçlar çok kıvırcık ve (salkımdaki üzüm tanesi gibi) sağ gözü fırlamış bir adamla karşılaştım.
Bu kim? diye sordum. Bana:‘Mesih Deccal'dir’diye cevap verildi.”
D - HANBELİ MEZHEBİNE GÖRE
Hanbeli mezhebinin kurucusu Ahmed b. Hanbel eserlerinde İsa'nın gelişini, deccali fikren öldürüşünü kabul eder. Ahir zaman alametleri ile ilgili çok detaylı bilgiler verir.
“Ahmed bin Hanbel Deccal'in şerrinden istiazeyle (Allah'a sığınması ile) ilgili hadisleri naklederek ahir zamanda zuhur edeceğini ve Hz. İsa tarafından yok edileceğini kabul eder.” (İslam Akaidinin Üç Şahsiyeti, Dr. Yusuf Şevki Yavuz, s. 49)
Müvekkil Adnan Oktar da , Ehli Sünnet tüm Müslümanların tabi olduğu dört büyük imamın sözlerine ve açıklamalarına tabi olan bir Müslüman olarak bu alimlerin inanç esasları doğrultusunda Mehdiyeti ve ahir zaman konularını anlatmıştır. Tüm Müslümanların okudukları ve itibar ettikleri eserlerin içeriğini anlatmanın herhangi bir suç teşkil etmeyeceği kanaatimizce izahtan varestedir.
14. BÜYÜK ALİMLERİN HEPSİ MEHDİ HAKKINDA TALEBELERİNİ ve İNSANLARI MÜJDELEMİŞTİR
- İMAM-I A’ZAM EBU HANİFE
- İMAM-I MALİK
- İMAM-I ŞAFİİ
- İMAM-I AHMED BİN HANBEL
- İMAM-I RABBANİ,
- ABDÜLKADİR GEYLANİ,
- MUHYİDDİN İBNİ ARABİ,
- MUHAMMED B. RESUL EL HÜSEYNİ EL BERZENCİ,
- CELALEDDİN SUYUTİ,
- İBN-İ KESİR,
- İMAM ŞARANİ,
- İBN HACER EL MEKKİ,
- ALİ BİN HÜSAMEDDİN EL MUTTAKİ,
- AZİZ MAHMUT HÜDAİ,
- BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ,
- SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN,
- SEYİT ABDÜLHALİM ARVASİ,
- MEHMET ZAİD KOTKU,
- MAHMUD ESAD COŞAN,
- SEYYİD MUHAMMED RAŞİT EROL,
- ŞEYH NAZIM KIBRISİ,
- MAHMUT USTAOSMANOĞLU,
- OSMAN NURİ TOPBAŞ,
- HÜSEYİN HİLMİ IŞIK
tüm kitaplarında ve sohbetlerinde Mehdi’yi, İsa’nın yeniden dünyaya gelişini ve kıyamet alametlerini anlatmışlardır.
15. EN MUTEBER HADİS KİTAPLARI OLAN KÜTÜBİ SİTTE’DE MEHDİYET KAPSAMLI ANLATILIR. BU ESERLER DE YİNE DİYANET TARAFINDAN YAYINLANMAKTA VE SATILMAKTADIR
Mehdi'yle igili hadisleri rivayet eden sahabenin sayısı, elliden fazladır. Bu sahabeden bazıları şunlardır:
- Enes İbni Malik
- Katade
- Hz. Ayşe
- Ebu Hureyre
- İmran bin Husayn
- Nafi bin Utbe
- Ebu Berze
- Hüzeyfe bin Esir el Gıfari
- Keysan, Osman bin el-As
- Cabir bin Abdillah
- Ebu Ümame
- Ibn Mesud
- Abdullah bin Amr
- Semüre bin Cündüp
- Nevvas bin Seman
- Amr bin Avf
- Hüzeyfe bin el Yeman
- Ebul Eşas es Sanani
- Ebu Umame el Bahili
- Ebud Derda
- Ebu Rafi
- Ebu Said El Hudri
- Ebu Malik el Gıfari
- Rebi İbni Enes
- Şehribni Havşeb
- Ammar İbni Yasir...
Bu hadisler muteber hadis kitaplarında toplanmıştır ve 1400 yıldan beri Müslümanlar tarafından okunmakta, anlatılmakta, öğretilmekte ve konuşulmaktadır.
16. SAHİH-İ BUHARİ’DE “MEHDİYET”
İmam Muhammed bin İsmail Buhari (810-870)'nin sahih hadis kitabıdır. Kütüb-ü Sitte'nin en önemli kitabıdır. Söz konusu eser Atatürk’ün talimatıyla Türkçe’ye tercüme edilmiş ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanmıştır.
“Ebu Hureyre şöyle demiştir: Resulullah şöyle buyurdu: "İMAMINIZ (MEHDİ), DEVLET BAŞKANINIZ KENDİNİZDEN OLDUĞU HALDE MERYEM OĞLU İSA İÇİNİZE İNDİĞİ ZAMAN (İSA DA İMANINIZA UYDUĞUNDA) acaba sizler nasıl olursunuz?" buyurmuştur.” (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, Hadis No: 1406, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1986, c. 9, s. 182)


Sahih-i Buhari’de yukarıda zikredilen hadis dışında da Mehdiyet ile doğrudan bağlantılı, ahir zamanın diğer mühim konuları olan Deccaliyet, İsa’nın yeniden dünyaya gelişi, kıyamet alametlerinin neler olduğu detaylı olarak aktarılmıştır. Dilekçenin sayfa sayısını çoğaltmamak için onlara burada yer verilmemiştir.
17. SAHİH-İ MÜSLİM’DE MEHDİYET
Ebul-Hüseyn Müslim bin Haccac Kuşeyri (821-874)'nin sahih hadis kitabıdır. İmam Müslim, hadis alimlerinin en meşhurlarındandır. Hadislerini 300 bin hadis içinden seçmiştir. Burada Mehdiyetle ilgili hadislerden sadece bir iki örneğine yer verilmiştir.
“Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah: "İmamınız (Mehdi) (devlet reisiniz) kendinizden olduğu halde Meryem oğlu (İsa aleyhisselam) içinize indiği (imamınıza yani Mehdi’ye iktida ettiği) zaman acaba nasıl olursunuz?" buyurdu.” (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1972, c.1, s. 208)
Tıpkı Sahih-i Buhari’de olduğu gibi Sahih-i Müslim ’de d e, hadiste; Mehdi’nin Müslümanların lideri olduğu bir dönemde Hz. İsa’nın yeniden dünyaya geleceği, Hz. İsa ve Mehdi’nin birlikte namaz kılacakları, Hz. İsa’nın Mehdi’nin arkasında namaz kılacağı çok sayıda hadisle anlatılmaktadır. Bunlar Peygamber’in doğrudan haber verdiği bilgilerdir. Dini değerlere göre yaşayan bir Müslüman için nasıl ki Peygamber’in diğer sözleri ve anlatımları kesin gerçekse bu sözleri de kesin gerçektir.
Müvekkil Adnan Oktar da dindar bir vatandaş olarak Peygamberin “Mehdi çıkacak, İsa Mesih gelecek, birlikte namaz kılacaklar” şeklindeki haberlerine inanmakta, güvenmekte ve kanunlarımızda buna bir beis olmadığı için de Peygamberin bu sözlerini anlatmaktadır.
SAHİH-İ MÜSLİM’DE “MEHDİYET”

Ebu Hureyre’den: Resulullah: "Meryem oğlu (İsa aleyhisselam) içinize indiği ve sizden (birini, Mehdi’yi) imam yaptığı zaman haliniz nasıl olacaktır?" buyurdu. (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1972, c. 1, s. 208)
Cabiru'bnu Abdillah şöyle demiştir:
Peygamber’den işittim, buyuruyordu ki: "Ümmetimden bir taife kıyamet gününe kadar hak üzerinde mukatele ederek muzaffer olmakta devam edecektir."
Nihayet Meryem oğlu İsa iner ve Müslümanların emiri (Mehdi) ona: “Gel, bize namaz kıldır” der. Bunun üzerine İsa: “Hayır, Allah'ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız diğer bir kısım üzerine emirlersiniz” der. (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1972, c. 1, s. 209)
SAHİH-İ MÜSLİM’DE “MEHDİYET”

18. SÜNEN-İ TİRMİZİ’DE MEHDİYET
Hadis alimlerinden Muhammed bin İsa Tirmizi (824-893) tarafından derlenmiş sahih hadis kitabıdır. Altı cilttir. Mehdiyeti anlatan çok sayıda hadis içermektedir. Burada hadislerden sadece bazı örneklere yer verilmiştir.
“Ehl-i beytimden ismi ismime mutabık olan bir kişi (Mehdi) başa geçecektir.”
* Asım diyor ki: Ebu Salih, Ebu Hüreyre'nin şöyle dediğini bize bildirdi:
“Dünyanın ancak bir günlük ömrü kalmış olsa, onun (Mehdi’nin) başa geçmesi için Cenab-ı Allah o günü behemehal uzatır.” (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2332, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 92)
SÜNEN-İ TİRMİZİ’DE “MEHDİYET”

19. SÜNEN-İ EBU DAVUD’DA MEHDİYET
Hadis alimlerinden Hafız Ebu Davud Süleyman bin Eş'as Sicistani (817-888)'nin sahih hadislerden derlediği kitabıdır. Mehdiyet, İsa’nın yeniden dünyaya gelişi, Deccal ve diğer kıyamet alametleri hakkında çok sayıda hadis içermektedir.
* Ali (b. Ebi Tabil)'den; Resulullah’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“ Dünyanın ömründen sadece bir gün kalsa bile, Allah benim ehl-i beytimden bir şahsı (MEHDİ’Yİ) gönderecektir. O dünyayı, (daha önce) zulümle olduğu gibi, Adaletle dolduracaktır.” (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 402)
* Ümmü Seleme şöyle demiştir: Resulullah'ı şöyle buyururken işittim:
" Mehdi benim ailemden, Fatıma'nın oğullarındandır. ” (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 404)
* Ebu Said El Hudri'daen rivayet edildiğine göre, Resulullah şöyle buyurmuştur:
" Mehdi ben(im neslim) dendir. O açık alınlı ve ince burunludur. Dünyayı zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracak ve yedi sene hüküm sürecektir. " (Ahmed, b. Hanbel II-291, III-17) (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 404)
* Resulullah şöyle buyurmuştur:
“ Dünyada sadece bir gün kalsa, -Zaide, hadisinde şöyle dedi- Allah o günü uzatır da - sonra bütün raviler ittifak ettiler- O günde Benden veya ehli beytimden, adı adıma, babasının adı da babamın adına uyan bir şahsı (MEHDİ’Yİ) gönderir. ” (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 400)
SÜNEN-İ EBU DAVUD’DA “MEHDİYET”

SÜNEN-İ EBU DAVUD’DA “MEHDİYET”

20. SÜNEN-İ İBNİ MACE’DE MEHDİYET
Hadis alimlerinden Ebu Abdullah Muhammed bin Yezid (824-886)'in sahih hadis kitabıdır. Mehdiyeti anlatan çok sayıda hadis içermektedir. Burada hadislerden sadece bazı örneklere yer verilmiştir.
* Ali'den rivayet edildiğine göre; Resulullah şöyle buyurdu, demiştir:
“El-Mehdi, bizden, Ehl-i Beyt'tendir . Allah onu bir gecede islah eder (yani tevbesini kabul eder veya feyizler ve hikmetlerle donatır.)" (Sünen-i İbni Mace Kitabü-l 'fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34, s. 348)
* Ebu Said-i Hudri'den rivayet edildiğine göre; Peygamber şöyle buyurmuştur:
“Ümmetim içinde el-Mehdi olacaktır . (Aranızda kalması) kısa tutulursa (kalacağı süre) yedi (yıl)dır. Kısa tutulmazsa (kalacağı süre) dokuz yıldır. Benim ümmetim o devirde öyle bir refah bulacak ki o güne dek onun mislini kesinlikle bulmamıştır. Yer, yemişini (gıda ürünlerini) verecek ve insanlardan hiçbir şey saklamayacak (vermemezlik etmeyecek) tir. Mal da o gün çok birikmiş olacaktır. Adam kalkıp: Ya Mehdi! Bana (mal) ver, diyecek. Mehdi de: Al, diyecektir." (Sünen-i İbni Mace, "Kitabü-l'fiten Tercemesi ve Şerhi", Kahraman Neşriyat, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, (Merhum eski İzmir Müftüsü) Din işleri Yüksek Kurulu Üyesi, Bab: 34, s. 347)
* Sevban’den rivayet edildiğine göre Resulullah şöyle buyurdu :
Siz (ordunun başında) geleni (MEHDİ’Yİ) görünce kar üstünde emeklemek suretiyle de olsa gidip Ona beyat ediniz. Çünkü o, Allah ın halifesi Hz. Mehdi’dir, buyurdu. (Sünen-i İbni Mace Tercemesi ve Şerhi, Yayınevi: Kahraman Neşriyat, Terceme ve şerheden: Haydar Hatipoğlu (Merhum eski İzmir Müftüsü) Din işleri Yüksek Kurulu Üyesi, sayfa, 346)
* Abdullah bin El – Haris bin Cezi ez-Zübeydi’den rivayet edildiğine göre, Resulullah:
Doğudan birtakım insanlar çıkacak ve Mehdi için ortam hazırlayacaklar , buyurdu. O Mehdi'nin hükümdarlığını kasdeder. (Sünen- İbni Mace Tercemesi ve Şerhi, Yayınevi: Kahraman Neşriyat, Terceme ve şerheden: Haydar Hatipoğlu (Merhum eski İzmir Müftüsü) Din işleri Yüksek Kurulu Üyesi, sayfa, 346)
SÜNEN-İ İBN-İ MACE’DE “MEHDİYET”


SÜNEN-İ İBN-İ MACE’DE “MEHDİYET”

21. CUMHURBAŞKANI SN. ERDOĞAN’IN VERDİĞİ “2023, 2053 ve 2071” TARİHLERİ, ASLEN İSLAM ALİMLERİNİN HADİSLERİNİ ESAS ALARAK DİKKAT ÇEKTİĞİ MEHDİYET TARİHLERİDİR
Müvekkilin konuşmalarında, 2023 başta olmak üzere bazı tarihlere dikkat çekmesi de ana dava dosyasında iddianameye konu edinilmiştir. Ancak a şağıda detaylı açıklanacağı üzere, müvekkil bu tarihleri kendi şahsi yorumlarına göre değil başta Bediüzzaman Said Nursi olmak üzere büyük İslam alimlerinin hadislerden işaretlerle yaptıkları açıklamalara binaen anlatmaktadır.
Hadislerde işaret edilen bu tarihlerin ve İslam alimlerinin bu yöndeki açıklamalarının sağ/muhafazakar camiada ve bu ideolojiyi esas alan siyasi partilerde yaygın ve hakim olduğu bilinen bir gerçektir. Bu gerçek ünlü şair Necip Fazıl Kısakürek’in satırlarına da yansımıştır. Büyük şair şiirlerinde Hicri 1400 (yani 1979)’da Mehdi’yi beklediğini yazmıştır:
“1400'e bir yıl var, yaklaştı zamanımız;
Bu asırda gelir mi dersin kahramanımız?”
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın A K Parti’nin programının temel taşlarından biri olarak belirlediği ve konuşmalarında sıkça üzerine vurgu yaptığı 2023, 2053, 2071 gibi tarihler de benzer şekilde İslam alimlerinin Mehdiyet hadislerine dayanarak yaptıkları yorumlar üzerine inşa edilmiştir.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığınca İstanbul Fuar Merkezi'nde düzenlenen “ AK Parti İstanbul İftarı-İstanbul Kardeşlik Sofrasında ” programında yaptığı konuşmasında “ Cumhuriyetin 1923'ten 2023'e kadarki serencamının belirleyicisi hep birlikte biz olduk ” d iyen Sn. Erdoğan, konuşmasının devamında:
“ Geliştirdiğimiz vizyonlarla tarihimizin sembol dönüm noktaları olacak 2053'ü, 2071'i de Allah'ın izniyle biz şekillendireceğiz. Yıllarca bu ülkeyi dar bir alana hapsedip, terörden siyasete, ekonomiden komşularıyla ilişkilerine kadar kendi iç meseleleri ile uğraştırdılar. AK Parti'nin ülkemize armağan ettiği işte bu vizyon zenginliği tüm senaryoları, tüm oyunları, tüm planları bozuyor ” açıklamasında bulunmuştur.

Sayın Cumhurbaşkanı konuşmalarının devamında ayrıca;
“ Bölgesel ve küresel barış için, adalet için bütün imkânlarımızı seferber ediyor, en üst seviyede sorumluluklar üstlenmeye devam ediyoruz. 2023 hedeflerimize, 2053 ve 2071 vizyonumuza uygun bir Türkiye’yi milletçe el ele inşa edeceğimize yürekten inanıyorum .”
“ 2023 hedeflerini belirlemiş, 2071’i ufkumuza yerleştirmiş bir milletiz: "Kâğıt üzerinde parsellenen ve kıyısından, köşesinden yağmalanmaya başlanan vatan topraklarını verdiği milli mücadeleyle kurtararak üzerinde yepyeni bir devlet inşa etmiş bir milletiz. Bu millet böyle bir millet. Cumhuriyetimizin bir asra yaklaşan geçmişinde de acısıyla, tatlısıyla yaşadığımız pek çok tecrübenin ardından kendimize 2023 hedeflerini belirlemiş, 2053 vizyonunu terennüm etmiş, 2071'i ufkumuza yerleştirmiş bir milletiz.” açıklamalarında da bulunmuşlardır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın toplantıda gerçekleştirdikleri konuşmanın tam metnine, T.C. İletişim Bakanlığı, resmi internet sitesinden erişilebilir. Haber linki aşağıdadır.
22. YALNIZCA MÜVEKKİL DEĞİL, PEYGAMBERİMİZ (SAV)’İN SÖYLEDİĞİ ALAMETLERİN TEK TEK GERÇEKLEŞTİĞİNİ GÖREN HERKES İNSAN HZ. MEHDİ’NİN ÇIKIŞINI BEKLEMEKTEDİR
Tüm bunların yanı sıra Hicri 1400’ün başından itibaren son 30-40 yıldır, ardı ardına, Peygamberimiz (sav) ahir zamana dair ne anlattıysa, tam hadislerde anlatıldığı şekilde alametlerin birer birer gerçekleşiyor olması da somut bir gerçektir.
Peygamberimiz (sav);
Fırat’ın Suyunun Kesileceğini
Afganistan’ın İşgal Edileceğini
Irak’ın Üçe Bölüneceğini
Suriye’de Savaş Ve Çatışmalar Olacağını
İran-Irak Savaşının Yaşanacağını
Ramazan Ayında İki Defa Ay Ve Güneş Tutulmaları Olacağını
Boynuzu Andıran İki Uçlu Kuyruklu Yıldız Çıkacağını
Güneş’te Alametler Belireceğini
Azerbaycan’da Bir Savaş Olacağını
Kabe’de Kan Akıtılacağını
Depremlerin Artacağını
Büyük Bir Ekonomik Kriz Yaşanacağını
Fakirlik Ve Açlığın Artacağını
Doğal Afetlerle Büyük Şehirlerin Yok Olacağını
Yer Çökmelerinin Olacağını
Adaletsizliğin Yayılacağını
Toplumlarda Ahlaki Çökme ve Bozulmalar Olacağını
Fırat Nehri’nin Yakınında Bir Altın Madeninin Çöküp 9 Kişinin Hayatını Kaybedeceğini
Yeşil Kuyruklu Bir Yıldızın Belireceğini
Gökyüzünde Alışılmışında Dışında Bir Kızıllık Belireceğini
Sel Felaketlerinin Artacağını
Rusya Ukrayna Savaşını
Tüm Dünyayı Kapsayan Salgın Hastalığın Olacağını
Ve daha yüzlerce alameti söylemiştir. Peygamberimiz (sav) “olacak” dediği her şeyin tam dediği şekilde olduğunu da YALNIZ MÜVEKKİL ADNAN OKTAR DEĞİL PEK ÇOK İNSAN görmektedir. Bu gerçeğin farkında olan herkes Mehdi’nin zuhuru döneminde olduğumuzu anlamakta ve şevkle heyecanla Mehdi’yi beklemektedir.
ÖZETLE:
İsteyen herkes Mehdiyet konusunda gönlünce konuşup açıklama yapabilir; makaleler, köşe yazıları, kitaplar kaleme alabilir; haber programları ya da dini yayınlar yapabilirken, MEHDİYET KONUSUNU ANLATTIĞI İÇİN SADECE MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’IN SUÇLANIYOR OLMASININ, hem hakka ve hukuka hem samimiyete aykırı bir tutum olduğu tartışmasızdır.
Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine sunarız. 03.10.2025
1 2024/74 Sayılı Dava Dosyasının 2021/73856 Soruşturma Numaralı İddianamesinin birinci sayfa, birinci parağrafından alıntıdır.
2 Adı geçen iddianamenin birinci sayfa, ikinci parağrafından alıntıdır.
3 Adı geçen iddianamenin “A. Hiyerarşik Yapılanma” başlığı altındaki “Kurucu-Yönetici (Lider)” tanımlamasının yapıldığı üçüncü sayfa, ikinci parağrafından alıntıdır.
4 Adı geçen iddianamenin “B. Devamlılık” başlığı altındaki beşinci sayfa, dördüncü parağrafından alıntıdır.
5 Adı geçen iddianamenin “E. Amaç Suç” başlığı altındaki dokuzuncu sayfa, ikinci parağrafından alıntıdır.
6 Adı geçen iddianamenin “F. Cinsel Sömürü Sistemi (Turnike)” başlığı altındaki onuncu sayfa, yedinci parağrafından alıntıdır.
7 Adı geçen iddianamenin “Güncel Yapılanmada Örgütsel İletişim” başlığı altındaki ondokuzuncu sayfa, altıncı parağrafından alıntıdır.
8 Adı geçen iddianamenin “Güncel Yapılanmada Örgütsel İletişim” başlığı altındaki yirminci sayfa, birinci parağrafından alıntıdır.
9 Adı geçen iddianamenin “Şüpheli Şahıslar Hakkındaki Genel Bilgiler ve Hukuki Değerlendirmeler” başlığı altındaki otuzdördüncü sayfa, beşinci parağrafından alıntıdır.
10 Adı geçen iddianamenin “Şüpheli Şahıslar Hakkındaki Genel Bilgiler ve Hukuki Değerlendirmeler” başlığı altındaki otuzbeşinci sayfa, ikinci parağrafından alıntıdır.
11 Adı geçen iddianamenin “Hukuki Değerlendirme” başlığı altındaki kırkbirinci sayfa, birinci parağrafından alıntıdır.
12 2019/313 E. Sayılı Dava Dosyasının 2019/6548 İddianame Numaralı İddianamesinin “1. Bölüm: Adnan Oktar Suç Örgütü’nün Kuruluşu ve Tarihsel Gelişimi” başlığı altındaki Ondokuzuncu sayfa, ikinci parağraftan alıntıdır.
13 Adı geçen iddianamenin “1. Bölüm: Adnan Oktar Suç Örgütü’nün Kuruluşu ve Tarihsel Gelişimi” başlığı altındaki 0ndokuzuncu sayfa, üçüncü parağraftan alıntıdır.
14 Adı geçen iddianamenin “1. Bölüm: Adnan Oktar Suç Örgütü’nün Kuruluşu ve Tarihsel Gelişimi” başlığı altındaki 0ndokuzuncu sayfa, dördüncü parağraftan alıntıdır.
15 Adı geçen iddianamenin “1. Bölüm: Adnan Oktar Suç Örgütü’nün Kuruluşu ve Tarihsel Gelişimi” başlığı altındaki yirmiikinci sayfa, ikinci parağraftan alıntıdır.
16 Adı geçen iddianamenin “1. Bölüm: Adnan Oktar Suç Örgütü’nün Kuruluşu ve Tarihsel Gelişimi” başlığı altındaki yirmidördüncü sayfa, dördüncü parağraftan alıntıdır.
17 Adı geçen iddianamenin “1. Bölüm: Adnan Oktar Suç Örgütü’nün Kuruluşu ve Tarihsel Gelişimi” başlığı altındaki yirmidördüncü sayfa, beşinci parağraftan alıntıdır.
18 Adı geçen iddianamenin “Örgütün İdeolojisi” başlığı altındaki otuzbirinci sayfa, birinci parağraftan alıntıdır.
19 Adı geçen iddianamenin “Adnan Oktar SuçÖrgütünün Amacı” başlığı altındaki otuzikinci sayfa, birinci parağraftan alıntıdır.
20 Adı geçen iddianamenin “Adnan Oktar SuçÖrgütünün Amacı” başlığı altındaki otuzikinci sayfa, ikinci parağraftan alıntıdır.
21 Adı geçen iddianamenin “Adnan Oktar SuçÖrgütünün Amacı” başlığı altındaki otuzikinci sayfa, dördüncü parağraftan alıntıdır.
22 Adı geçen iddianamenin “Adnan Oktar SuçÖrgütünün Amacı” başlığı altındaki otuzüçüncü sayfa, ikinci parağraftan alıntıdır.
23 Adı geçen iddianamenin “Adnan Oktar SuçÖrgütünün Amacı” başlığı altındaki otuzüçüncü sayfa, dördüncü parağraftan alıntıdır.
24 Adı geçen iddianamenin “Adnan Oktar’ın Örgütteki Liderlik Konumu” başlığı altındaki otuzdördüncü sayfa, birinci parağraftan alıntıdır.
25 Adı geçen iddianamenin “Adnan Oktar’ın Örgütteki Liderlik Konumu” başlığı altındaki otuzdördüncü sayfa, dördüncü parağraftan alıntıdır.
26 Adı geçen iddianamenin “Adnan Oktar ve Mehdilik” başlığı altındaki otuzyedinci sayfa, birinci parağraftan alıntıdır.
27 Adı geçen iddianamenin “Adnan Oktar ve Mehdilik” başlığı altındaki otuzyedinci sayfa, ikinci parağraftan alıntıdır.
28 Adı geçen iddianamenin “Adnan Oktar ve Mehdilik” başlığı altındaki otuzyedinci sayfa, üçüncü parağraftan alıntıdır.
0 Yorumlar